Felsefe


10 Kasım 2015

Eylül 1683’te Alman, Avusturyalı ve Polonya-Litvanyalı askerlerden oluşan büyük bir ordu Kutsal Roma İmparatorluğu’nun başkenti Viyana’yı kuşatmış bulunan ve kendisinden daha büyük olan Osmanlı ordusunu mağlup etti. Aynı yıl, John Locke İngiltere’den Hollanda’ya kaçarak kendisini Yahudi felsefeci Baruch Spinoza’nın eseriyle tanıştıracak olan mahfillere katıldı. Locke Hollanda’da, en önemli felsefi eseri olan ve nihayet 1689’da Londra’da…

06 Kasım 2015

Modern dönemde yazılan İslâm düşünce ve bilim tarihi çalışmalarına hâkim olan oryantalist yaklaşım yakın zamanlara kadar mezkur geleneği gerileme ve çöküş paradigmaları çerçevesinde mütala etmiştir. Kendi içinde bile tutarlılığı olmayan bu birbirinden farklı yaklaşımlara göre İslâm medeniyetinde felsefe ve bilim çalışmalarının gerilemesiyle ilgili olarak miladî X. yüzyıldan XVI. yüzyıla kadar farklı tezler öne sürülmekle beraber…

06 Kasım 2015

Eû Abbas el-Saffah öncülüğündeki Abbasilerin Emevilere karşı yükselişiyle birlikte, İslam’ın kapıları kitlesel olarak Arap olmayan Müslümanlara da açıldı. Böylelikle, insanlar İslam halifesinin gölgesinde idari ve ticari alanlarda daha aktif rol aldılar. Bununla birlikte, Mansur tarafından yeni kurulmuş olan Bağdat’taki yönetimlerde zamanla daha etkin olmaya başladılar. Bu konuda özellikle Persler Abbasi hâkimiyetinin tesisi için, çok önemli…

06 Kasım 2015

Bir bilimi veya düşünceyi “zirve” devrinde tanıyıp onun en velûd isimlerine, kurucu düşünürlerine ve yüz yılların birikiminin izlerini taşıyan eserlerine aşina olmanın zihne bir haz verdiği muhakkak! Bu haz bir bilim ve düşüncenin olgunluk evresine/zirveye ulaşmış olmasıyla entelektüel çabaların zafer ile taçlandığına şahitlik etmekten kaynaklanır; “zirve” ziyan olmamanın delilidir! Bir şeyin kemâle ermiş olması bir…

01 Temmuz 2015

Kozmopolitizm, insanların etnik köken, din, ırk, bölge veya siyasi görüşlerine bakılmaksızın tüm dünyayı kapsayan bir topluma ait olduklarını veya olması gerektiklerini savunan bir teoridir. Günümüzde kozmopolitizmden bahsedildiğinde, daha çok onun bir tür küresel hukuk düzenini savunan siyasi yönüne atıf yapılır, yani bir dünya devletine.1 Küresel bir pazar ve iktisadi uyum talep eden ekonomik veya ticari…

01 Temmuz 2015

M.Ö. 300 tarihinde Zenon (M.Ö. 336-264) tarafından Atina’da kurulan ve İslam felsefesinde “Rivakiyye” olarak adlandırılan Stoa okulu, üç büyük döneme ayrılmaktadır: Bunlar; M.Ö. III. yüzyılda Kıbrıslı Zenon (336-264), Kleanthes (331-232) ve Khrysippos’un (280-210) yer aldığı “Eski Stoa”, M.Ö. II.-I. yüzyıllarda, öncüllüğünü Diogenes, Panetius (185-112) ve Poseidoioss’un (135-51) yaptığı “Orta Stoa”, M.S. I.-II. yüzyıllarda Seneca (M.Ö.4.-…

01 Temmuz 2015

“Rabbin kaza etti ki sadece O’na ibadet edeceksiniz.” (Ayet-i kerime) “Kişi bunu bilse de bilmese de herkes sadece Allah’a ibadet eder.” (İbnü’l-Arabi’nin ayete dair yorumu) İslam kendisine inanmayanlara ne vadeder? İslam’ın insanları ulaştıracağını beyan ettiği “saadet” sadece Allah’a ve hakikate dair ortaya koyduğu ilkelere “iman” edenleri mi kapsar? Yoksa o ilkeler yerine başka “dinî” ilkelere…

31 Mart 2015

Abdurrahman İbn Haldun (ö. 1406) Magripli bir tarihçi ve hukuk filozofudur. İbn Haldun Endülüs’ten Mağrip’e göç etmiş seçkin bir aileye mensuptur. İyi eğitimli ve çokça seyahat eden genç bir insan olarak, siyasi zekâsını zamanının idarecilerinin istifadesine sundu, fakat bir mahkemeden diğerine koşuştururken bir şeylerin farkına vardı ve Memlük Kahire’sinde yargıç olarak emekliye ayrıldı. Sonra, çok…

31 Mart 2015

Ebu Nasr Muhammed el-Farabi (870-950) ortaçağ dünyasının en önemli filozoflarından sayılmaktadır. Hayatı hakkında pek az bilgiye sahibiz. Bildiklerimizin çoğu da çelişkili ve büyük ölçüde daha sonraki kaynaklardan gelmektedir. Öyle görünüyor ki Farabi çağdaşlarının dikkatini celbetmeksizin kendi isteğiyle mütevazı bir hayat sürmüştür. Eserleri ise oldukça mufassal ve son derece önemlidir. O gerçek bir filozoftu ve hiçbir…

31 Mart 2015

13. asrın büyük metafizikçisi Sadreddin Konevî anlattığı bir rüyasında Hz. Peygamber ve şehir ilişkisine etkili bir üslupla dikkatimizi çeker. Bu ilişki öyle güçlü bir vurguyla tebarüz eder ki memleket-i İslâmiyye’nin başkenti olan Bağdat rüyada Hz. Peygamber olarak temessül eder. İslâm nazariyatına kazandırdığı boyutlarla düşünce tarihinde “dönüm noktası” hâline gelmiş bir düşünürün rüyası –kuşkusuz- her zaman…