Kültür-Sanat

Hasan Sevil* Tarikat–devlet ilişkisi tarih boyunca farklı şekillerde tezahür etmiştir. Bazen mesafeli, bazen çatışmalı olmuş ama çoğu zaman ortak gaye için mücadele etmişlerdir. Siyasi ve sosyolojik olarak farklı değerlendirmelere açık bu tarihî ilişkinin bir de kurumsal tarafı mevcuttur. Osmanlı askerî geleneğinde ordu şeyhliği sembolik bir makam ve gelenekli bir kurumdur. Ordunun psikolojik ve manevi yönünü…

Mustafa Hakan Alvan Müzik, insanın duygu ve düşüncelerini yine soyut bir düzlem olan melodilerle ortaya koyması sanatıdır. Bu soyut hissediş, sözlü bir yapıyla yani güfte ile birleşirse somutlaşır. Dünyadaki pek çok kültür sahasında olduğu gibi bizim kültür coğrafyamızda da aynı birliktelik söz konusudur. Enstrümantal eserler dışarıda bırakılacak olursa hemen her zaman güfte ile beste…

Haşim Şahin Tarihe meraklı okuyucuların sıklıkla karşılaştıkları kavramlardan birisi olan vak’a Arapça kökenli bir kelime olup, hadise, olay, mesele, muharebe, birini bir defada yere düşürmek gibi anlamları içerir. Vakı’a kelimesi de aynı kökten gelen ve aynı anlamda kullanılan bir diğer kelimedir. Bu kelimenin çoğulu ise vaka’i olup, Türkçede daha ziyade vekayi şeklinde seslendirilmiştir. Vak’a…

Adem Beyaz* Yazılı mektupların tarihçesi çok eski çağlara dayanır, elimize geçen en eski mektuplardan biri Sümer dilinde çivi yazısıyla yazılmış bir kil tablettir ve yaklaşık İ.Ö. 2100-2016 arasında bir zamana tarihlendirilir. Bu dönemde yazılmış kil tabletlerin büyük bir kısmını siyasi meseleleri, ticari kayıtları içeren mektuplar ve ayrıca şahsi mektuplar içerir. Ancak Eski Yunan toplumunda…

Havva Yılmaz Bilindiği üzere Türkiye’de sinemanın tarihi geç Osmanlı dönemine kadar uzanır.[1] Modernleşmenin olanca hızıyla toplumun tüm katmanlarına nüfuz etmeye başladığı bu dönemde, sinemanın ortaya çıkışı ve zamanla saray etkinliği olmaktan uzaklaşarak gündelik hayatın bir parçası hâline gelmesi, sinemanın içine doğduğu toplumsal iklimin sorunlarıyla en başından beri yüzleşmesine neden olmuştur. Dünya ölçeğinde yaşanan hızlı değişim…

Türkan Alvan* & M. Hakan Alvan Gülşenî dervîşdür gül goncelerdir Mevlevî Bülbül-i hoş-hân okur geh Ma‘nevî geh Mesnevî (Ferâgî Osman Paşa, ö.1605) Klasik Türk musıkisinin dünya çapında eşsizliğine en büyük katkı şüphesiz Mevlevîlerindir. Âdâbı, erkânı ve folklörünü adeta sanat şölenine dönüştüren Mevleviyye’ye estetik değer açısından rakip olacak tek tarikat Gülşeniyye’dir. Lakin bu iki tarikatın rekabetten…

Hasan Sevil* Tarikat Arapçada yol anlamına gelen “tarik” kelimesinin çoğuludur. Bu itibarla tasavvuf ekollerinin genelini ifade etmek için kelimenin çoğul hâli “tarikat” tabiri kullanılır. Müstakil bir ekolü anlatmak için de “tarik” lafzı kullanılır. Ancak halk arasında bir tek tasavvuf ekolünü ifade etmek için de yanlış olduğu hâlde “tarikat” kelimesi kullanılmaktadır. “Galat-ı meşhur lisan-ı fasihten evladır”…

Selman Bayer Dünya her zamanki gibi insana dair bilge bir kayıtsızlıkla devam ediyor hayatına. Yüzyıl öncesinden çok daha acımasız olan insanoğlu yalnızca dünyayı değil kendini de bir yıkıma götürmek konusunda ısrarlı. Bu yıkımın devasa boyutlarda, trajik bir yıkım olmasına da gerek yok. Bizzat otantik hayatı elinden kayan insanın gündelik hayatta ne şekilde yaşarsa yaşasın bu…

Jonathan Parkes Allen* İnsanlar neyle geçindiğimi sorduklarında, her zaman en kolay cevabı, araştırma yapan profesyonel bir tarihçiyim, cevabını vermeye uğraşıyorum (bu da kulağa olması gerekenden daha etkileyici geliyor). Ama biraz daha açıklama yapacak havadaysam şöyle diyorum: Dijital beşerî bilimlerle uğraşıyorum, ayrıca çalışmalarım da Arap alfabesiyle yazılmış kitapların, elyazmaların dijital yöntem ve araçlarla kesişmesine odaklanıyor ki…

Yusuf Ziya Altıntaş* Celal Nuri, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e geçiş sürecinde Batıcı düşüncenin etkili isimlerinden biridir. Bu çalışmada Celal Nuri’nin II. Meşrutiyet yıllarında, Batıcı grubun bölünmesine neden olan “Batı” karşıtı fikirlerine, bu fikirleri ortaya koyarken Almanya’yı dışarıda bırakmasına ve dönemsel olarak düşüncelerindeki bazı gel-gitleri üzerinde durulacaktır. Öncelikle değinilecek bir husus, 1910’ların ilk yarısında, Batı medeniyetine veya Avrupa’ya…