Yazı Arşivi

08 Ekim 2020

Yazar: Muhammed Bedirhan Dünya kültür mirasının büyük bir kısmının teşekkülünü borçlu olduğumuz bir nihai ilke araştırsaydık kuşkusuz bu ilke aşk kavramında tecessüd ederdi. Zira aşk, adının kaynağı olan sarmaşık gibi hayatın her alanını saran ve insan elinin ürettiği her şeye nüfuz ederek onda etkisini gösteren en güçlü olgudur. En basit süs eşyalarından en karmaşık icatlara,…

06 Ekim 2020

Yazar: Katarina Majerhold* Aşk konusu birçok insanın ilgisini çekti ama çok az sayıda Batılı düşünür aşkı temel meselesi olarak ele aldı. Bu makalede bunları kronolojik bir biçimde sunacağım. Antik, Sokrates öncesi zamanlarda Empedokles’in Sevgi (Eros) ve Uyuşmazlık’ı (Neikos), Sokratik dönemde Platon’un Eros’u ve Aristoteles’in Philia’sı [arkadaşça sevgi] vardır. Orta Çağlarda Aziz Pavlus’un Agape’si, Aziz Agustinus’un…

05 Ekim 2020

Yazar: Anthony J. Steinbock* Post-sekülerliğin son dönemdeki söylemi, Jürgen Habermas’ın çağdaş seküler Batı demokrasilerinde bir şeylerin eksik olduğu gözlemi aracılığıyla ortaya çıkmıştır.11 Jürgen Habermas et. al., An Awareness of What is Missing: Faith and Reason in a Post-Secular Age, ter., Ciaran Cronin (Cambridge: Polity Press, 2010). Bir açıdan bu farkındalık, liberal devlet ile dinlerinw zaten…

01 Ekim 2020

Sinan Oruç ve Kadir Filiz Graham Harman çağdaş felsefede realist düşüncenin önemli isimlerinden birisidir. 1999 yılında tamamladığı doktorasının ardından Kahire Amerikan Üniversitesi’nde 16 yıl ders vermiştir. Şu an Southern California Institute of Architecture’da (Güney Kaliforniya Mimarlık Enstitüsü) ders vermeye devam etmektedir. Üretken bir yazar olan Harman 20 kitabın ve birçok makalenin yazarıdır. Türkçeye Nesne Yönelimli…

01 Ekim 2020

Yazar: Robert Pogue Harrison* İngilizcedeki geniş kapsamlı “love” kelimesi için Türkçede iki kelime vardır: aşk ve sevgi. Antik Yunanların ise üç kelimesi vardı: kişinin arkadaşları, ailesi ve vatandaşları için duyduğu muhabbet olan philia (anlam olarak sevgiye yakındır); nesnesini arzulayan tutkulu ve şehvetli arzu olan eros (anlam olarak aşka yakındır) ve agape. Bir annenin çocuğuna ya…

01 Ekim 2020

Yazar: Ekrem Demirli Aşk bir irade durumudur.” Aşk hakkında varabileceğimiz en faydalı tespitlerden birisi onun insan davranışlarıyla ilişkisini belirleyen bir ifade olabilir. Aşk bir duygu hâli midir, aklın bir işlevi midir, yoksa tanımlanamayan bir yeteneğimiz midir diye düşünürken onu “irade” zeminine yerleştirmek bize makul bir çerçeve verir. Bu sayede aşk – kendisi anlaşılmazlığı sevse bile…

24 Ağustos 2020

Yazar: Mehmet Erken Hattat Hâmid Aytaç, Cumhuriyet Döneminin tartışmasız en önemli hattatlarından bir tanesi.11 Yazının ortaya çıkmasında katkıları olan İbrahim Ethem Gören ve Sadullah Yıldız’a teşekkürlerimle. Türkiye ve dünyada pek çok camide, anıtta ve koleksiyonda yazıları mevcut. Hâmid’in ünü, hayatında dahi tüm dünyaya yayılmış22 Hayatına dair erken denebilecek örneklerden birisi için İbnülemin’in Son Hattatlar (s.119-124)…

24 Ağustos 2020

Yazar: Ali Qleibo* Kudüs, dünya üzerindeki tüm Müslümanlar, özellikle de sufiler için büyük bir çekim merkezi. Özellikle hac yolculuklarında sufiler, Kudüs’teki uzun süreli misafirlikleri sırasında etnik kökenleriyle bağlantılı zaviye ya da ribâtlara kabul edildiler, ağırlandılar ve manevi eğitim gördüler. Hem konaklanan hem de manevi eğitim verilen zaviyeler, ribâtlar ve tekkeler çeşitli Sufi ekollerin ve itikadi…

24 Ağustos 2020

Yazar: Semih Ceyhan* II. Meşrutiyet (1908) sonrası sufi çevrelerde, siyasi gidişata ve Osmanlı modernleşmesinin seyrine paralel biçimde yeni kurumsallaşma türleriyle karşılaşırız: Tekke ehlinin tekke dışında tesis ettikleri cemiyetler (Cem’iyyet-i Sûfiyye, Cem’iyyet-i İttihâdiyye-i Sûfiyye) ve dergiler (Cerîde-i Sûfiyye, Tasavvuf, Muhibbân). Devrin şeyhülislamı Musa Kâzım Efendi’nin (1858-1920) riyasetinde 1911’de temelleri atılan Cemiyet-i Sûfiyye, cemiyetin haftalık yayın organı…

24 Ağustos 2020

Yazar: Selman Bayer Dünya Edebiyatı deyince hemen herkesin aklına aynı şey gelir: İnsanoğlun en görkemli hikâyelerinin seçkin bir derlemesi. İnsanın zaman ve mekân içinde yaşayıp kaydettiği, tahayyül edip anlattığı aşkın, öfkenin, hasretin, itibarın, çöküşün, ayrılışın, ölümün; hülasa insana dair bütün hikâyelerin yer aldığı müstesna bir külliyat. Hiçbir zaman, hiçbir yerde bütün ciltleriyle bir arada bulunamayan…