Yazı Arşivi

18 Ekim 2016

Giriş Akıl/bilgi ve ahlak/eylem arasındaki ilişkiyi kolayca cevaplayabilir miyiz, yoksa üzerinde yapılan onca tartışmaları dikkate alarak bu soru bizde bir bıkkınlık duygusu ve onu takip eden umutsuzluk mu meydana getirir? “Akıllı olmak aynı zamanda ahlaklı olmaktır.” diyebilmek kadar “akıl ve ahlak arasındaki irtibat zorunlu değildir.” de diyebilir miyiz? Bu konu üzerinde yapılmış tartışmaları dikkate alırsak…

20 Eylül 2016

İlk bakışta suçun ve suçlunun belli olduğu, üzerinde fazla vakit sarf etmeye gerek olmayan basit adî bir vakadır mevzubahis olan. Bir adam, beraber yaşadığı ve çocuğunun annesi olan kadını başka bir erkekle beraber olduğu gerekçesi ile onlarca bıçak darbesiyle katleder. Bildik bir üçüncü sayfa haberi. Dedikoduya malzeme olmaktan öte bir tarafı olmayan gündelik bir hikaye….

16 Eylül 2016

Nasıl ki gittikçe ölüme doğru yaklaştığını hisseden ama kadere tam teslim olamamış yaşlı bir insan, her yeni vücud sızısında şükrü aklına getirmeden binlerce ah ve vah ile “Keşke!” diyerek geçen hayatına sürekli hayıflanırsa; Avrupa’nın güneyindeki şu yaşlı kent Venedik de bugün tarihî merkezinin içerisinde aynı anda tam iki yerde gürültülü birer uğultuyla patlayan bombaların acısıyle…

09 Eylül 2016

Varlık âlemi hareketle devamlılığını sürdüren bir sistem. Hareketin olduğu yerde ise ses kaçınılmaz bir sonuç. Yani sistem, sese mahkum. Âlemdeki sistem ile ses arasındaki bu zorunlu birliktelik madem ki varlığını devam ettiriyor, o zaman bunu insan idrakine ve irfanına açık bir hâle getirmek, anlaşılabilir kılmak lazımdı. İşte varlıktaki sesi bir zevk ve estetiğe çeviren ilme…

02 Eylül 2016

“Başka milletler içinde, onu bizden daha çok muhteşem şekilde tasavvur edenler, mezarı terk edilen dünya nimetlerinin küçük bir sergisi hâline getirenler, sanatlarının ve icat ve kabiliyetlerinin bütün kaynaklarını içlerindeki fânîlik korkusunu yenmek uğrunda tüketenler çok olmuştur; fakat hiçbiri ona bizde aldığı ehlî yüzü verememiş, onun korkunç realitesini, bizim kadar yumuşatamamıştı.” Ahmet Hamdi Tanpınar Rivâyet odur…

26 Ağustos 2016

Kudüs’ün sadece ismi bile her Müslüman’ın kalbini ve aklını coşturur bir kuvvete sahiptir, çünkü Kudüs’te nostalji, takva ve Allah ve resulüne olan sevgi birbirleriyle buluşurlar. Hz. Peygamber’in izinde Kudüs’ü ziyaret, dinî tekâmülü canlandıran manevi bir yolculuktur ve insan ruhunun en derin cihetlerine dokunur. Kişinin Allah ile olan şahsi rabıtasını yeni bir safhaya sokan âdeta manevi…

19 Ağustos 2016

Bazı çalışmaları: Türkiye’de İslâmcılık Düşüncesi-Metinler/Kişiler (3 C.: 1, 1986; 2, 1987, 3, 1994), İslâmcıların Siyasi Görüşleri (1994), Şeyhefendinin Rüyasındaki Türkiye (1998), Amel Defteri (1998), Biraz Yakın Tarih Biraz Uzak Hurafe (1998), Kutuz Hoca’nın Hatıraları-Cumhuriyet Devrinde Bir Köy Hocası (2000), Bir Felsefe Dili Kurmak-Modern Felsefe ve Bilim Terimlerinin Türkiye’ye Girişi (2001), Güneyce-Rize Sözlüğü-Bir Doğu Karadeniz Köyünün…

16 Ağustos 2016

Sen ve ben ölecek miyiz? Aslında bakılırsa bazı dinler ölmeyeceğimizi söylemektedir fakat felsefeciler ve bilim insanları bunu aksini söylemeye meyillidirler. Bu makalede çağdaş felsefecilerin ölümü nasıl anladıklarını ve ölümün bizler için kötü mü, iyi mi olduğunu kısaca anlatacağız. Ölüm mevzusunda dinî ve felsefi görüşlerin karşılaştırmasına dair birkaç kelam ederek başlayacağım. Ölüme dair birçok farklı görüş…

12 Ağustos 2016

1946 yılında Berlin’de doğan Hassan Dyck üniversitede müzik eğitimi aldı. 20 yaşında tasavvuf ile tanışan Dyck 1975 yılında Müslüman oldu. 1995 yılında Eiffel şehrinde “Osmanische Herberge“ (Osmanlı Misafirhanesi) isimli İslam Merkezi’ni kurdu. Hâlen bu merkezin başında bulunmaktadır. İnsanların hemfikir olduğu çok az konudan biri de ölüm olmasına rağmen günlük yaşamımızda yer etmemesini neye bağlıyorsunuz? İnsan…

05 Ağustos 2016

Müslümanların en temel inançlarından biri de ölümden sonraki yaşam, diriliş ve kıyamet inançlarıdır. İslam’da ölüm, kaçınılmaz bir olgu olarak bu hayatın sonu ve dolayısıyla tüm insanlar için geçerlidir. “Her canlı (bir gün) ölümü tadacaktır.” (Âl-i İmrân suresi, 3: 185) Ölümün zamanı, yeri ve sebebi Allah tarafından önceden takdir edilmiştir: “Yaşatan ve öldüren O’dur.” (Mü’min suresi,…