Yazı Arşivi

Malcom Ferdinand* Atmosferdeki sera gazlarının yoğunluğunun artmaya devam etmesi ve buna ek olarak küresel ısınma, biyolojik çeşitliliğin hızla yok olması, insan dışındaki tüm hayvan türlerinin kötü muameleye maruz kalması, doğal kaynakların tükenmesi ve deniz ile kara ekosistemlerinin geri döndürülemez biçimde kirlenmesi, hepsi bir bütün olarak devam eden ekolojik krizin parçalarını oluşturuyor ve bu kriz, insan…

Souleymane Bachir Diagne * Sömürgecilikten arındırılmış (dekolonize edilmiş) felsefe tarihi, farklı bir felsefe tarihi düşünme zorunluluğundan ileri gelir; çünkü şimdiye kadar tesis edilmiş felsefe tarihi ve tarih felsefesi “Batı” coğrafyası içinde doğup gelişmiş ve daha baştan kendisini sıra dışı bir dar görüşlülükle tanımlayıp sınırlamıştır. Hegel, Husserl ve Levinas örneklerini burada anacağız. Batılı Olmayan Felsefe Konferansı…

Asım Cüneyd Köksal* İslam bir ideoloji midir? Bu soruya hem İslam’ı gönülden benimseyen hem de İslam karşıtı tutumlar skalasının bir yerinde pozisyon tutan birçoklarınca olumlu cevap veriliyor. İdeolojinin İslam da dâhil olmak üzere dinleri kapsayan bir şümule sahip olup olmadığına karar vermek için, bu kavramın ortaya çıkışından itibaren tarihçesini gözden geçirmekte yarar var. “İdeoloji”…

Burhanettin TATAR* Her insanın varlığı, kâinatta o insan için açılan yer, aralık ya da boşluk içinde görünür hâle gelir. Her insanı, kendi boşluğu içinde algılar, kendine özgü yerine referansla anlarız. Sözgelimi Fatih Sultan Mehmet, kendisine özgü boşluğuyla tarihte yerini aldığı için, onu asla bir başkasıyla karıştırmayız. Fatih’in yerini hiç kimse alamaz, zira her insan gibi,…

Nail Okuyucu* Hz. Peygamber’in (s.a.v.) şer‘î hukuku tesis için sunduğu teklife müspet cevap veren sahabe, onun irtihali akabinde bu hukuk anlayışının hayatiyetini muhafazası ve faal bir şekilde sürdürülmesi adına inisiyatif aldılar. Sahabenin bu inisiyatifi iki faaliyet alanı üzerinden ilerledi: 1. Hz. Peygamber’in yaşamı ve icraatlarını mutlak bir numune-i imtisal hâline getirebilme adına “sünnet”in bir mefhum…

Taha Tunç* Felsefeciler (ve sosyal bilimciler) çevirileri değerlendirirken kavramların çevirilerini dikkate alırlar genellikle. Bu durum felsefecinin kavram hassasiyetinin emaresidir ve felsefe çevirileri için kavramlar elbette vazgeçilmezdir. Ne var ki bu yaklaşımın çeviri üzerine düşünmek için yeterli bir perspektif sunduğunu düşünmek yanıltıcı olabilir. Felsefeci genellikle bir çeviriden kavramdaki aynılık ve özdeşlik boyutunu talep eder. Metin boyunca…

Erdal Yılmaz* Felsefe ile ilişkilenmek bir tercih midir yoksa bir zorunluluk mu? Bazılarımız için çok da anlamlı bir soru olarak görülmeyebilir bu. Onlar için cevap tabii ki bellidir: Felsefe ile ilişkilenmek bir tercihtir. Felsefe yapmak, uzmanlık düzeyinde tabii ki bir tercih olabilir ama felsefe ile ilişkilenmek en temel düzeyde bir zorunluluk gibi durmaktadır. Bunun en…

Ekrem Demirli Modern araştırmalar, çocukluğun zihinsel ve biyolojik bir konu olarak ancak modern dünyada ortaya çıktığını, özellikle yetişkinlik çağının sorumluluklarının ve imkânlarının tanımlanmasıyla birlikte çocukluğun anlamının ortaya çıkabildiğini dikkate alarak dinî hayatın egemen olduğu çağlarda “Çocukluk bilinen bir konu değildi” veya “Orta Çağ’da çocuk yoktur” gibi iddialarda bulunmuştur. İlk bakışta oldukça iddialı ve şaşırtıcı gelen…

Hasan Sevil Masumiyet kelime manası itibariyle muhafaza edilen demektir. Çocukluğun en önemli sıfatlarından biri masumiyettir. Doğumundan başlayarak ileriki yaşlarına doğru, akli ve bedenî melekelerinin artmasıyla azalan masumiyet bir korunma anlamı içerir. Çocuğa gelebilecek muhtemel zararları engellemek manasında anlaşılmalıdır. Bu meyanda masumiyeti görebileceğimiz yerlerden biri çocukların yanı sıra peygamberlerdir. Ehli sünnet itikadına göre peygamberlerin hususiyetlerinden biri…

Barış Albayrak* Değer başlı başına zorlu bir kavram. Felsefecilerden sosyologlara, ekonomistlerden antropologlara, başa bela olmuş bir kavram. Çünkü çoğunlukla tarihsel ve toplumsal süreçlerin oluşturduğu dinamik bir kavram. Örneğin felsefede değer, özellikle doğruluk-hakikat kavramıyla yan yana düşünüldüğünde çetrefilli bir hâl alır. “Doğru mu değeri belirler, değer mi doğruyu?” sorusuna birçok kişi hemen kesin cevaplar verebilir. Doğruluk…