Yazı Arşivi

Annem bayram yapıyor. Evin her yanına yayılmış bir neşeye vurup duruyoruz başımızı. Mahalledeki polislerden rahatsız olup çok sevdiği mahalleyi terk eden Mükerrem teyzenin öncülüğünde Beşevler’deki tüm eski arkadaşları iftara geliyorlar. Annem arı gibi çalışıyor. “Biz de Cuma’ya gidelim bari.” dedi babam. Kime laf çarptığını anlamadım. Böyle zamanlarda yaptığım gibi sessizce gülüverdim. Kapının önüne geldiğimizde dünden…

Vakıflar, Osmanlı şehirlerinin kurulması ve gelişmesinde son derece önemli bir rol üstlenmişlerdir. Hatta Osmanlı şehirlerinin bu vakıflar ile var olduklarını söylemek mümkündür. Hayırsever varlıklı kimselerin kurmuş oldukları vakıflar şehir hayatı için gerekli altyapının oluşumunu sağlamışlardır. Vakıf yapıları olarak bina edilen han, kervansaray, bedesten, çarşı ve dükkânlar iktisadi ve ticari faaliyetlerin geliştiği mekânlardır. Cami, mescit, tekke…

“Gel canım, buyur! Hoş geldin!” Kimi sevenlerinin hatıralarında tam yedi yıldan beri hâlâ kalplerine ulaşan o gür Dâvûdî güzel sesin capcanlılığı, asil ve kalender bir şahsiyetin her zamanki emin bir liman gibi daveti; sanki emr-i Hakk vaki olmamışcasına kısa bir süre huzur ve sakinlik dağıtıyor ama hemen sonra mahsunluk ve hüzün… Yaşıyor olsaydı; güncel konularda…

İslam dininin bir mükellefiyet, bir de muhabbet yönü vardır. Mükellefiyetlerle fakihler ve din âlimleri ilgilenirken muhabbet yönüyle tasavvuf ehli alakadar olur. Muhabbetin izharı için tasavvuf hayatında sanat önemli bir araçtır. Mutasavvıflar Hakk’ın yolunda aşka meyyal gönülleri tuzağa düşürmek için özellikle şiir ve musikiyle uğraşmışlar. Bunun bilinciyle bütün tarikatlar zikrullahta şiir ve musiki dışında giyim kuşamı,…

Geçen sayıdaki yazımızda tasavvuf kozmolojisinin temel ilkelerini ele aldıktan sonra sufilerin âlemin yaratılışı, mahlukat arasındaki sıra düzeni ve insanın âlemdeki yeri ile ilgili görüşlerini bu sayıda işleyeceğimizi belirtmiş idik. Öncelikle vahdet-i vücutçu sufilerin yaratma ile ilgili teorilerini ele alalım. Âlemin Yaratılması Âlemin yaratılması hususundaki teoriler bağlamında İslam düşünce geleneğini incelediğimizde bu teorileri iki ana grup…

Sabah Ülkesi’nin 51. sayısında “Şeyh Reşîd-i Bağdâdî” künyeli, hakkında kesin bilgilere ulaşamadığımız bir zatın Cerîde-i Sûfiyye dergisinde yayınladığı “Vahdet-i Vücûd” başlıklı yazısına yer vermiştik. Şimdi ise aynı müellifin “İlm-i Tasavvuf I-II” başlıklı iki yazısını mümkün olduğunca günümüz Türkçesine aktarılmış olarak aşağıdaki sütunlarda okuyacaksınız. Bundan tam yüz yıl önce, 1917 yılında kaleme alınan ve derginin peş…

İlhami Atalay 17 Ekim 1948’de Artvin’in Arhavi kazasında dünyaya geldi. 1972’de İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’ni bitirdi. Aynı yıl Almanya’da ihtisas bursu kazandı. 1973-1978 yılları arasında Berlin Devlet Güzel Sanatlar Akademisi ve Tatbiki Sanatlar Akademisi’nde resim ve duvar halıcılığı alanlarında ihtisas yaptı. 1975’te Fransa’da, 1976’da İsviçre ve İspanya’da, 1977’de İngiltere’de resim, tekstil objesi ve duvar…

Aracı Ortamın Bir Tanımı Etrafında Bitmek Bilmeyen Çaba Akademik, yani analitik bir aracı ortam [Medien] kuramının görevleri arasında, Hegelci anlamda kavramın ağır çalışmasına girişmek ve şimdiye dek çok genel kalmış olan “aracı ortam” kavramını, değişmekte olan teknolojik konfigürasyonları zemininde olabildiğince kesin biçimde (yeniden) tanımlamak da vardır. Konunun teknolojik yönüne yakın aracı ortam kuramları öncelikli olarak…

I. Aracı ortamlar [Medien] aktardıklarını üretirler. 20. yüzyılın son üçte birlik diliminde aracı ortamları insan bilimlerinin ve kültürel incelemelerin meşru nesneleri olarak ilk kez keşfeden hareketin temel ilkesidir bu. Marshal McLuhan’ın “Aracı ortam iletinin kendisidir.” Friedrich Kittler’in “Sadece düğmeyle açılıp kapatılabilen gerçekten vardır.” ve Derrida’nın “Metnin dışı yoktur.” sözleri, aracı ortamları az çok toplumsal ve…

„Diğer tüm yüksek medeniyetler gibi İslam medeniyetinin de hıfzedilmiş bilgiye duyulan tümüyle sahici ve gösterişli hürmete rağmen aslında bir yazılı kültür medeniyeti olduğu”1 sıkça söylenegelmiştir. Aynı şekilde İslam medeniyeti modernlik öncesinin en kitabi kültürlerinden biri olarak adlandırılır.2 Bu şekilde düşünen yalnızca çağdaş araştırmacılar değildir; istinsahını bitirdiği bir Kur’an nüshasının sonuna, 11. yüzyılda, “Yaşam solar, yazı…