Yazı Arşivi

05 Şubat 2020

Yazar: Sarra Tlili Bu yazıda, rūḥ kelimesinin hem manasını hem de kelimenin tartışıldığı entelektüel bağlamı anlama amacıyla Kur’an ve ilgili metinlerdeki rūḥ kelimesini araştırarak bu tartışmayı kısmen ortaya koymak arzusundayım. Kur’an’ı yakından inceleyince, onun rūḥ ve nefs kelimelerini, onların eş anlamlı olduğunu akla getirecek şekilde birbirinin yerine kullanmadığı görülür. Hatta Duncan Macdonald’ın vurguladığı gibi11 D….

28 Ocak 2020

Yazar: Ömer Türker Modern dönemde tıp alanındaki köklü değişiklikler, sadece insan bedeniyle ilgili tasavvurları etkilemekle kalmadı, aynı zamanda beden tasavvurunun sonucu olduğu düşünülen ahlak kavrayışını da etkiledi. Bu etkinin kuşkusuz bir temeli vardır: Klasik dönemde ahlak düşüncesi hayat, mizaç ve huylar arasındaki irtibat üzerine inşa ediliyor görünür. Özellikle Aristoteles’in ahlak eserleri tercüme edilip ahlaka ilişkin…

23 Ocak 2020

Yazar: Brooke Holmes Bios11 Bu makalenin taslaklarına yaptığı dikkatli, derinlemesine ve cömert yorumlardan dolayı Adi Ophir’e özel olarak teşekkür etmeyi bir borç biliyorum. Yorumları bu metni çok daha iyileştirdi. “Politik Kavramlar” konferansı katılımcılarına, özellikle Drucilla Cornell, Alexis … Continue readingkavramının haritasını çıkarmak için nasıl bir yol izlemek gerekiyor? Kelime antik Yunancadan geliyor. Kelimenin “hayat” olarak tercümesi…

21 Ocak 2020

Yazar: Renaud Barbaras Yaşamdan [vie] bahsetmek, canlılara [vivants] indirgenmediği hâliyle bizzat yaşamdan konuşmak, biyolojinin ayırt edici tezlerinden birini askıya almaktır; bu teze göre, sadece canlılar yani kimyasal oluşumları gereği benzersiz niteliklerle bezenmiş gerçeklikler söz konusu olacağı için yaşamdan bahsetmenin manası yok; bizzat yaşamdan bahsettiğimizde, canlıların yaşam sayesinde canlı olduklarını kabul ederiz, çünkü yaşama sahipler, ya…

14 Ocak 2020

Yazar: Michael Naas Platon diyaloglarında hep o meşhur doğrudan sorulan soruyu görürsünüz: “… nedir?” ancak yaşam hakkında asla böyle bir soru sormaz, “Yaşam nedir?” sorusunu doğrudan sorduğu bir tane bile diyalog gösteremezsiniz, ama Platon diyaloglarının hepsi şu ya da bu şekilde bu müstesna soru etrafında döner. Örneğin, Philebus haz meselesini soruşturur, Menon erdemi, Devlet ise…

31 Aralık 2019

Yazar: John Russon Tanışmanın merkezinde bir ikirciklik var. Bir taraftan, tanışmanın heyecanı ve enerjisinin çoğu şu olgudan ileri gelir: İnsan, tanımadığı bir kişiyle, farklı bir dünyadan biriyle bir bağlantı kurmayı umar ve bilinmeyen bir toprağa girmeye cüret eder. Buradaki her bir kişi diğeri için bir tür yabancı zemindir; bu zemin, kuşkusuz, kısmen heyecanlandırır, çünkü hayal…

31 Aralık 2019

Söyleşi: Kadir Filiz Strasburg Üniversitesi Felsefe bölümünde görevine devam eden Jacob Rogozinski, 1953 yılında Fransa’da doğdu. Modern ve çağdaş felsefe, psikanaliz, edebiyat ve poetika üzerine çalışmalarını sürdüren Rogozinski’nin eserleri İngilizce, Almanca, Türkçe gibi dillere çevrilmiştir. Son yıllarda fenomenolojik yöntemle ele aldığı şiddet, nefret gibi toplumsal meseleler üzerine eserler vermiştir. En önemli kitaplarından Le moi et…

31 Aralık 2019

Yazar: Ekrem Demirli Yunus Emre’nin çok bilinen ilahilerinden birisi “sordum sarı çiçeğe” diye başlar. İlahiyi her dinlediğimde Yunus ile bambaşka bir zihin dünyasında yaşadığımızı düşünürüm: Hayatında bir kere bile olsa, bir çiçeğe soru sormuş, “anan-baban var mıdır?” diye onun hâlini merak etmiş kaç kişi vardır? Buna mukabil çiçek “annem babam topraktır” diye cevap vermiş, konuşma…

21 Aralık 2019

Yazar: Ada Martella Size kapkara bir masal anlatmak için, bölgemizin bir tür vebadan nasıl etkilendiğini paylaşmak amacıyla Salento’dan yazıyorum. Bizler “Akdenizli kuzenleriz”. Salento ve Ege hem aynı enlemleri hem de aynı bin yıllık zeytin ağacı yetiştirme geleneklerini paylaşıyor. Sahip olduğunuz bu aşinalık sayesinde, Minerva’nın kutsal bitkisi ve her dem yeşil kalan yaklaşık 11 milyonluk zeytin…

19 Aralık 2019

Yazar: Semih Ceyhan Osmanlı’dan Cumhuriyet’e geçiş dönemi münevverlerinden biri olan Ömer Ferit Kam (1864-1944) edebiyat ve felsefe alanlarındaki eserlerinde Doğu-Batı karşılaştırmasına sıklıkla odaklanır. II. Meşrutiyet sonrası aydınlarında yoğun biçimde gözlemlenen bu düşünce tavrının teşekkülünde siyasi, sosyal ve entelektüel pek çok saikın var olduğu öne sürülebilir. Bu saiklerin en başında Avrupa siyasi hegemonyasının Osmanlı birliğine yönelik…