Yazı Arşivi

01 Ekim 2014

Gündelik hayatta beynimizin işleyişini gözlemlediğimizde, dündelik ile ne kadar içiçe olduğumuzu görürüz. Düşünürken, konuşurken, okurken, izlerken sadece şimdide değilizdir: Geçmiş, şimdi ve gelecek birliktedir, pek içli dışlıdır; “şimdi” yalnız değil, “dün”le evli, ama onu “yarın”la aldatıyor… Günün değişen prizmasıyla filtrelenen geçmiş parçacıkları sürekli yeni konfigürasyonlara giriyor. Hatırladığımız geçmiş bugünümüzle yarınımız arasındaki boşluğu dolduruyor. Hatırladığımız geçmiş…

01 Ekim 2014

“Eski Güzel Günler” Özlemine Sosyopsikolojik Yaklaşımlar Geçmişe teveccüh konusunda psikoloji uzmanlarının aklına öncelikle geride bıraktıkları şeyleri düşünmekten kendisini alamayan insanlar gelir. Bunlar sevdikleri bir kişiye, bir eşyaya, alışageldikleri ve değer verdikleri bir yaşam tarzına artık sahip olamamalarını kabullenmekte güçlük çekerler ve normal bir yas dönemini aşan bir süreç boyunca tamamen donmuş, hareketsiz ve ümitsiz bir…

01 Ekim 2014

Kültür, bazı verileri muhafaza ederken işimize yaramayan malumatın da unutulmasına izin vermektir. Borges’in “Funes ve Sonsuz Bellek” adlı öyküsünde anlattığı kahraman, her şeyi en ince detayına kadar hatırlayan ve unutamayan bir kişiliktir. Funes, bütün bu hatırlama yeteneğine karşın detaylarda o kadar boğulmaktadır ki analiz etme yeteneğini yitirmiştir. Borges şöyle söyler: “Buna karşın düşünme yeteneğine sahip…

01 Ekim 2014

Geçmişte olduğu gibi günümüzde de, nerede yaşarlarsa yaşasınlar –İslam diyarında veya dışında– Müslümanların büyük çoğunluğu öncelikle namaz ve diğer dinî ibadetlerin günlük uygulamasıyla meşguldürler. Hâlbuki bu medyanın dikkatinden kaçmaktadır. Bundan dolayıdır ki son peygamberin getirdiği din hakkında en yaygın imaj, geleneğin en dingin ve ahenkli merkezinden değil, en uç ve ürkütücü noktalarından gelmektedir. İntihar komandoları…

01 Ekim 2014

Ben, temel ilgi alanı İslam dünyasında felsefe olan bir düşünce tarihçisiyim. Bu nedenle, bana zaman zaman bu mevzunun günümüz Müslümanları ve gayrimüslimleriyle ilişkisi sorulur. Genelde dolambaçlı yolu seçer ve bu soruya cevap vermekten kaçınırım. Üzerinde çalıştığım felsefenin büyük bölümünün, klasik dönemde ya da oluşum döneminde (Hicri 3-6., Miladi 9-12. yüzyıllar arasında) yazıldığını ve çağdaş İslam’a…

01 Ekim 2014

İbnü’l-Arabi’yle Sahici Bir İlişki Kurmak Mümkün müdür? Çağdaş dünyanın en sihirli iki kelimesi “değişim” ve “ilerleme”. Modern insan her şeyin süratle ve sürekli değiştiğinden o kadar emindir ki, Eşari kelamcıların ve hatta sufilerin “Birbirine eşit iki an ve iki olgu yoktur.” şeklindeki inançları deneysel olarak doğrulanacak bir düzeye erişmiş gibi. Hayat değişiyor, üretim-tüketim araçları değişiyor,…

01 Temmuz 2014

Çocuk dizlerindeki yaraların kabukları, serçelere dönüşüp uçtular ve bir evin duvarlarında kurşunların açtığı oyuğa yuva yaptılar. İki minik serçe, fotoğraflarının çekildiğinden haberleri yokmuş gibi objektife bakmıyorlar. Belli ki uçmaya fırsat bulamamışlar. Yuvalarını yaptıkları oyuğu kendileri açmış gibi tedirgin ve mahcuplar. Küçük vücutlarına göre bir mağara sayılabilecek deliğin üst kısmında çatlayıp yerinden oynamış bir beton parçası…

01 Temmuz 2014

Sinema tarihinde peygambere dair ve dinî hikâyelerden uyarlanan binlerce film yapılmıştır. Bu binlerce filmin birçoğu, hatta sadece bine yakını Hz. İsa hakkında veya onun hayatından esinlenerek yapılan filmlerdir. Bu filmlerin bir kısmı İncil ve Tevrat’ta yer alan kıssaları doğrudan tarihsel bağlamlarıyla birlikte anlatırken, diğer bir kısmı ise hikâyeleri yorumlayarak farklı bağlamlarda izleyiciye aktarmıştır. Bu filmlerden…

01 Temmuz 2014

Hany Abu-Assad, 1961 yılında, şu anda İsrail sınırları içinde bulunan Nasıra (Nazareth) kasabasında doğar. 1980 yılında ailesiyle birlikte Hollanda’ya göç eden Abu-Assad, burada uçak mühendisliği öğrenimi görür ve bir süre, Amsterdam’da mühendis olarak çalışır. Ancak bir mühendis olarak yaşayamayacağını anlayan Abu-Assad çok geçmeden televizyon ve sinema sektörüne yönelir ve aralarında BBC, WDR ve ARTE’nin de…

01 Temmuz 2014

Osmanlı sivil mimarisinin en güzel örnekleriyle dolu bir şehir düşünün. Farklı stillerde ahşap ve taş binalar, muhteşem konaklar, arnavut kaldırımı sokaklar… Bugün restoran olarak kullanılan fakat mimarisine dokunulmadan muhafaza edilen bir mevlevihane… Ve hepsinden önemlisi şehrin merkezinde hâlâ bütün sadeliği ve güzelliğiyle kaim bir cami… II. Murat’tan kalma caminin altında çayından kahvesine, böreğinden baklavasına kadar…