Kültür-Sanat


01 Nisan 2013

Rönesans, kilise tahakkümünden ve engizisyonlardan bunalan Avrupalının teokratik mutlakıyet karşısında yaktığı aklın ışığını keşfetmişti; ancak Aydınlanma ile birlikte belki zamanından önce ilan edildi aklın mutlak zaferi. Kilisenin zulmünden henüz kurtulmakta ve uyanmakta olan Avrupalı, daha ne olup bittiğini tam manasıyla anlamadan tamamen rasyonel ve dindışı bir alana sürükleniyordu. Tefekkür mabedini inisiyatiflerine alan Aydınlanmacılar, kiliseye ve…

01 Nisan 2013

Alman Çeşmesi Dersaadet’in kalbi Sultanahmet Meydanı’nda 1900 yılında inşa edilerek 1901’de Alman yetkililerin de katılımıyla açılışı yapılan, farklı mimarisiyle gözleri üzerine çeken bir meydan çeşmesidir. Yakın tarihimiz açısından, bir dünya savaşında müttefikliğe varan süreçte Osmanlı-Alman ilişkileri açısından son derece önemli bir dönemin simgesidir aynı zamanda. Alman İmparatoru II. Wilhelm’in Osmanlı topraklarına gerçekleştirdiği ziyaretlerin ikincisinde Sultan…

01 Nisan 2013

Su, sonsuzdur; canlı yaşamı suyun etrafında gelişmiş, medeniyet su ile doğmuştur. Ayrıca su yeryüzünün her noktasını yağmurlar yağıp tufan geldiğinde kaplar. Tufanda, fırtınalar kopacaktır. Gücü olmayan boğulacak, yaşayacak yer ve gıda azalacaktır… Dört dalda Oscar adayı olan Beasts of The Southern Wild filminde dünyanın sonu gelmiş gibi bir korku sarmıştır insanları, Misisipi’de. Kaçanlar uzaklaşır, gerçek…

01 Nisan 2013

Sultan III. Selim Prusya Kralı’na hitaben yazdığı mektupta, Berlin’e gönderdiği ilk daimi elçisini şöyle tanıtıyor: “ ..mârifetleri tecrübeyle sâbit, mertliğiyle mâruf, dürüst ve asîl insanların medâr-ı iftiharı, övülmeye lâyık ve Allah’ın lûtf-u inâyetiyle fazîletli Ali Aziz Efendi’yi.. gerekli yetki ve ödevlerle yüceltmiş bulunmaktayız.” Mektub muhattabına verilmiştir. Daimi elçi emrindekilerle birlikte iş başındadır ve maksad hasıl…

01 Nisan 2013

Trajedi neden hep ‘‘sevimli’’ gelir izleyicilerine? Özellikle de seyirci olunan/kalınan bir dehanın trajedisiyse. Sadece tiyatro sahnesindeyken değil, dekor hayatken de. Aristo haklı mıdır tiyatronun seyirciler üzerindeki arındırıcı (katarsis edici) etkisi hususunda? Belki de… Başkalarının ızdırabı hep çekicidir, izleyen ızdıraptan yeterince uzakken, emniyetteyken. Acımak bizi yüceltir adeta, bizi, yani ham ervahı. Acınacak birilerinin olması çevremizde daima…

01 Nisan 2013

Goethe’nin bütün eserleri arasında Faust, bir katedralin gotik kulesi gibi yükselir. Bu şaheserin ana fikrini aşk teşkil eder. Goethe üç farklı aşk anlayışını mevzubahis eder eserinde ve kahramanı Faust’a bu üç aşkı yaşatır. Mephisto’nun bütün gayreti aşkı sırf şehvet seviyesine düşürmek, aşkın ilahî tarafının görülmesine mani olmaktır. Oysa Faust, süfli şehvet aşkından, dünyevî aşka ve…

01 Nisan 2013

Alman Romantizmi denince bugün akla ilk gelen isimler kuşkusuz Schlegel Kardeşler’dir; romantik Alman zihnine bir “tapınak” inşa edip orada bir yeni “din” suretinde tecelli edecek olan bu akımın ritüellerini, ilkelerini inşa eden ve iflah olmaz bir şekilde bu “rüya”yı görmeye devam eden coşkulu gençler: Friedrich ve August Wilhelm Schlegel. Ünlü Alman şairi Wieland’ın tanımıyla “gözü…

01 Ocak 2013

Edebiyat tarihi araştırmalarında tekrarlanan bilgilere göre 18. yüzyılda Almanya’da klasisizme tepki olarak doğan romantizm akımı, ortaya çıktığı tarihten kısa bir süre sonra Mme de Stael aracılığıyla Fransız edebiyatına da geçmiş ve Fransız toplumunun millî karakterini biçimlendirecek kadar etkin bir gelişim süreci göstermiştir. Bununla beraber romantizmin “sanat, sanat içindir” görüşünü benimseyen kanadı zaman içinde parnasizm, sembolizm…

01 Ocak 2013

Bağımsız Kosova Cumhuriyeti’nin başkent Priştine’den sonraki ikinci büyük şehridir Prizren. Camileri, hanları, hamamları, çarşıları, çeşmeleri, köprüleri, kervansarayları, şirin Osmanlı evleri ve dar sokaklarıyla tipik bir Anadolu şehrini andırır. Bu haliyle onu Amasya, Bursa, Bilecik veya Safranbolu’dan ayırt edebilmekte zorlanabilir insan. Üç tarafı dağlarla çevrili, Şar Dağları’nın eteklerinde kurulmuş, tarihi çok eskilere dayanan kadim bir şehirdir….

01 Ocak 2013

Kış aylarından zemheriydi. “Kazma kürek yaktırır” cinsten yani, çok soğuktu. O kadar ki, Allah dostu sevenlerine sohbeti, mutad yerinde değil de, ocağın yandığı ve sacayak üzerinde çorbanın kaynadığı ocak başında yapıyordu. Kırklar, bu küçük mekana zar zor sığmışken, bir de biz kanat çırpıp önce hayata konup, sonra aşlığa kadar sokulup kendimize bir yer bularak, şimşir…