Sayı 37


01 Ekim 2013

İbnü’l-Arabi ve eserlerine yönelik artan ilgi, onunla ilgili birbiriyle çelişen tasavvurları da beraberinde getirdi. Artık tek bir İbnü’l-Arabi tasavvurundan söz edemeyeceğimiz bir muhipler sınıfıyla karşı karşıyayız. Bu garip durum kısmen çağımıza mahsus olabilir: İbnü’l-Arabi gibi kapsamlı bir düşünür ve eserleri üzerinde derinlikli araştırmadan yoksun ‘‘ilgiler’’ neticede farklı kaynaklardan beslenen hükümler ve yorumlar intaç edecekti. Üstelik…

01 Ekim 2013

Bu yazının amacı, Nurettin Topçu’nun (1909-1975) ortaya koyduğu ‘‘ahlak’’ kavrayışını incelemektir. Ne var ki, esasen geniş incelemelere muhtaç olan bu konu hakkındaki sözlerimiz, birkaç sayfayla sınırlı kalmak zorundadır. Bu nedenle, Nurettin Topçu’nun ‘‘ahlak’’ hakkındaki görüşlerini, içerdikleri süreç bakımından kısaca ele almak ve bazı yazılarında bizzat kendisinin verdiği isimle ‘‘isyan ahlakı’’nın basamaklarını göstermeye çalışmak, herhâlde en…

01 Ekim 2013

Prof. Dr. Franz Martin Wimmer Kültürlerarası Felsefe ‘‘ekolü’’nün öncülerinden. Kültürlerarası Felsefe terkibi de Wimmer’in 1990 yılında yayımlanan Kültürlerarası Felsefe, Teori ve Tarih isimli kitabıyla felsefe literatürüne giriyor. Dünyanın pek çok saygın üniversitesinde öğretim görevlisi olarak bulunmuş olan Wimmer, 30 yılı aşkın bir süredir Viyana Üniversitesi’nde akademik çalışmalarını sürdürüyor ve yaklaşık çeyrek asırdır felsefede hâkim Avrupamerkezci…

01 Ekim 2013

Paris Per Laşez Mezarlığı’nın Müslümanlara ayrılan kabirlerinde yatan İsmail Hakkı Bey başta olmak üzere, tüm diğer rahmetlileriyle kuş diliyle vedalaştıktan sonra, kanat çırpıp gökyüzündeki bulutlara doğru henüz yol almaya başlamıştık ki, ardımızdan bir karganın “aaahlaaak, aahlaak!” diyen sesini duyduk. Epey sonra Akdeniz geride, aşağılarda kaldı. Bu denizin güneyinden kuzeyine yılın her günü bir göçmen akını…

01 Ekim 2013

‘‘Batı ahlaken çöküyor.’’ klişesini, özellikle Batı ile aramızın daha fazla açıldığı dinî veya siyasi içerikli kriz dönemlerinde daha yoğun olmak üzere, sık sık duyarız. Aslında bu klişe tamamen yeni de, sadece bize özgü de değildir. Çünkü bu, en azından, kendisi de bir Batılı olan Alman tarih felsefecisi Oswald Spengler’in, 1917 tarihli, Türkçeye de çevirilen Batı’nın…

01 Ekim 2013

Batılılaşma denkleminde ‘‘kalkan’’ olarak bırakılan alandır ‘‘ahlak’’. Batı’nın her şeyine talip olanların ‘‘tenezzül’’ etmeyip bir kenara ayırdığı, şerh koyduğu alan. Kendine şerh koyan muhafazakar zihnin ‘‘yeni’’ ile buluşma, ondan istifade etme şekilleri bugün bizim için üzerinde düşünmeye değer zihinsel bir serüvenin miş gibi bir dünyadan elde ettiği malzemeler hükmündedir. Roman dünyası, gerçek hayatın miş gibi…

01 Ekim 2013

Karşıt kültür (Counter-Culture) fikrini ilk kez 1960’lı yıllarda, sosyolog John Milton Yinger, ünlü American Sociological Rewiew dergisinde öne sürmüştü. Toplumun tümü üzerinde etkin olan kültürün yanı sıra sadece küçük gruplar tarafından yaşanan alt kültürlerin de olduğunun altını çizen bu makale, yepyeni bir fikir ve sanat hareketinin doğuşuna öncülük etti. Kısa bir zaman sonra Paris’ten başlayarak,…

01 Ekim 2013

İslam felsefesinin kurucu filozofu olan Farabi’yi hesaba katmaksızın doğru ve kuşatıcı bir beşeri düşünce tarihi yazmak herhâlde mümkün olmayacaktır. Doğu’da ve Batı’da Farabi üzerine yapılan çalışmalar onu felsefe tarihinin altın bir halkası olarak karşımıza çıkarmaktadır. Her şeyden önce şu tarihi hakikati ifade etmek gerekir ki, kadim medeniyetlerin Grekler üzerinden taşınıp gelen felsefi mirası onun çalışmalarıyla…

01 Ekim 2013

Meşhur Cibrîl hadisinde üç temel konuya işaret edildiğini biliyoruz: İman, İslam ve İhsan. Hucvirî Keşfu’l-mahcûb adlı eserinde tasavvufî ekol ve tarikatları geniş bir şekilde inceleyip tanıttıktan sonra eserini yüzseksen sayfalık Tasavvufî Hakikatler ve Muameleler başlığıyla tamamlamıştı. Bu bölümde Hucvirî adeta söz konusu üç temel konuyu, yani, iman, ibadet ve ahlâkı bir araya getirmiş, bunlar arasındaki…

01 Ekim 2013

İslam ilim geleneğinde ahlak düşüncesinin oluşumunu teşvik eden unsurların başında hiç kuşkusuz İslam’ın temel kaynakları olan Kur’an ve hadislerdeki ahlak vurgusu gelmektedir. Bu konuda örnek verilebilecek birçok ayet ve hadis bulunmasına rağmen özellikle dikkatimizi çeken “Sen elbette yüce bir ahlak üzeresin.” ayeti ile, “Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim.” şeklindeki nebevi mesajı burada hatırlamak İslam’ın…