Yazı Arşivi

02 Ocak 2023

Haşim Şahin   Tarihe meraklı okuyucuların sıklıkla karşılaştıkları kavramlardan birisi olan vak’a Arapça kökenli bir kelime olup, hadise, olay, mesele, muharebe, birini bir defada yere düşürmek gibi anlamları içerir. Vakı’a kelimesi de aynı kökten gelen ve aynı anlamda kullanılan bir diğer kelimedir. Bu kelimenin çoğulu ise vaka’i olup, Türkçede daha ziyade vekayi şeklinde seslendirilmiştir. Vak’a…

02 Ocak 2023

Adem Beyaz*   Yazılı mektupların tarihçesi çok eski çağlara dayanır, elimize geçen en eski mektuplardan biri Sümer dilinde çivi yazısıyla yazılmış bir kil tablettir ve yaklaşık İ.Ö. 2100-2016 arasında bir zamana tarihlendirilir. Bu dönemde yazılmış kil tabletlerin büyük bir kısmını siyasi meseleleri, ticari kayıtları içeren mektuplar ve ayrıca şahsi mektuplar içerir. Ancak Eski Yunan toplumunda…

02 Ocak 2023

Havva Yılmaz Bilindiği üzere Türkiye’de sinemanın tarihi geç Osmanlı dönemine kadar uzanır.[1] Modernleşmenin olanca hızıyla toplumun tüm katmanlarına nüfuz etmeye başladığı bu dönemde, sinemanın ortaya çıkışı ve zamanla saray etkinliği olmaktan uzaklaşarak gündelik hayatın bir parçası hâline gelmesi, sinemanın içine doğduğu toplumsal iklimin sorunlarıyla en başından beri yüzleşmesine neden olmuştur. Dünya ölçeğinde yaşanan hızlı değişim…

03 Ekim 2022

Philipp Valentini* Sadreddin Konevî (1207-1274), Varlığın birliği öğretisini atfettiğimiz büyük mutasavvıf İbnü’l-Arabî’nin (1165-1240) üvey evladı ve doğrudan varisidir. Bu öğretiye göre Allah’ın bizatihi Varlığı daima Kendine özdeştir: “Bil ki Hak saf Varlıktır, orada bir fark bulunmaz, O Birdir, hakiki Birliktir, çokluğa nispetle algılanamaz; zira ne bu birliğin bizzat gerçekliği ne de [yaratılmış varlıklar nezdinde] kavranışı…

03 Ekim 2022

Asım Cüneyd Köksal*   İrade özgürlüğü meselesi kadar insan düşüncesini zorlayan ve meşgul eden başka bir başlık bulabilmek güçtür. Cemil Meriç özgür irade meselesinin önemli düğüm noktalarını şu çarpıcı ifadelerle özetlemişti: “Hürriyetin varlığı vicdanın şehadetiyle sabit. İnsanlık tarihi de, içtimai müesseselerin bütünü de, hürriyetin inkâr edilmez delilleri. Hareketlerimizde hürüz, ama mutlak bir bağımsızlık da yok….

03 Ekim 2022

Christophe Bouton*   Giriş Hadise terimi iki ana anlama sahip.[1] Latince evenire (ortaya çıkmak, vuku bulmak, olmak) fiilinden gelen bir anlama göre dünyada vuku bulan her şeyi isimlendirir. Modern zamanlarda kelime sıra dışı, belirleyici olan şey anlamını kazanmıştır; “zaman içindeki beklenmedik kırılmayı” tarif eder hâle gelmiştir (Dosse 2010:3). Hadise tarihinde daha yaygın olan bu ikinci…

03 Ekim 2022

Hartmut Rosa*   Evet doğru. Mültecilerin içeri girmelerine izin verirsek ve onlarla ilişki kurarsak, bizi değiştirirler; dönüşeceğiz ve çok geçmeden artık aynı kişi olmayacağız, farklı insanlar olacağız! Bu nedenle, mülteci sorununun toplumumuz için bir meydan okuma olmadığını iddia etmek kesinlikle yanlış olur. Yine de bunu kabul etmek, hiçbir şekilde bununla başa çıkmanın en doğru stratejisinin,…

03 Ekim 2022

 Ekrem Demirli       “Tanrı’nın varlığını bilmek bedihi bir bilgidir.” (İbnü’l-Arabî metafiziği)   “Tanrı’nın varlığının kanıtlanması veya reddedilmesi eşit ölçüde imkânsızdır.” (Kant’ın Tanrı telakkisi, mealen)     Giriş Yerine: Dindarlık Ölçülebilir mi? Toplumsal ve bireysel hayatta dinin etkinliği üzerinde kesin kanaatlere varmak, hâlihazırdaki durumu doğru tespit etmek bir yana, gelecekle ilgili öngörülerde bulunmak zordur….

03 Ekim 2022

Jason W. Alvis Bu dünyada sıkıntı yaşayacaksın. Ama cesaretini topla – ben dünyanın üstesinden geldim. (Yuhanna 16:33) “Seküler” kavramının geniş ve karmaşık çeşitliliği, belirli ve benzersiz bir görme şeklinin kaynaklarından yararlanır ve ardından onu besler. Faaliyetleri ve işlevleri, bu dünyada, içinde yaşadığımız uzayda, çağda ve zamanda “bilinen” olana nötr, açık ve net bir şekilde göründüğü…

03 Ekim 2022

Volkan Ertit Sekülerleşme tartışmaları Avrupa ve Kuzey Amerika’da yer alan ülkelerdeki sosyal bilim dünyası için yeni bir alan değil. Özellikle 1960’lardan sonra bu bölgelerde yaşayan toplumların sekülerleşmesine dair sayısız makale ve kitap yayımlandı. Ancak Türkiye’de böyle bir tartışma ile sadece son 10 sene içinde karşılaşıyoruz. Yani söz konusu sekülerleşme kavramı olduğunda, Batı’da neredeyse 60 yılı…