Yazı Arşivi

Değerlerimizin çoğunda olduğu gibi, inançlarımızın yön verdiği geleneksel sanatlarımızın da kadim dönemlerde yansıttığı derinlikten uzaklaşarak büyük bir mahiyet değişikliğine uğradığı ve tüketim nesnesi olmaya başladığı söylenebilir. Bu meyanda, klasik sanatlarımızın sahip olduğu derinliği koruyarak, kendi çağına özgü renklerle günümüzde de varlığını sürdürülebilmesi için, ardındaki tasavvuru anlamaya çalışmakta fayda bulunmaktadır. İlk çağlardan itibaren insanoğlu duygu, düşünce…

Google’da “Modern İslam Sanatı” diye bir arama yapıldığında ortaya çok ilginç sonuçlar çıkıyor. Modern sanat müzelerinden birisi, bünyesinde bulunan İslam sanatı koleksiyonu hakkında şöyle diyor: Ortadoğulu sanatçılar “İslam sanatına dair pek fazla yeni icatta bulunmuyorlar, onu başka bir amaç için kullanmak üzere değiştiriyorlar; böylece İslami sanat açıkça, himaye ve işlevselliğin kısıtlamalarından özgürleşmiş bir kişisel ifade…

Samimiyetiyle bizi etkileyen çok fazla insan çıkmaz karşımıza. Pek sık olmaz bu. Olduğunda, çoğu zaman bu samimiyeti küçümseriz, bir zaaf ya da zayıflık olarak değerlendiririz. İnsanların, büyük (ruhlu) insanların beklentilerimize uygun hareket etmesini isteriz. Gözümüzde büyüttüğümüz yeteneklerinin, onlarla karşılaştıktan sonra gözümüze daha da büyük görünmesini, bizi “ezmesini” bekleriz. Melahat Özlük samimiyetiyle, tevazusuyla insanı derinden etkileyen…

Spike Jonze’un son filmini (Her) seyretmeye başlar başlamaz, “Yine geleceğe dair bir kurgu!” diye geçirdim içimden. Ve Amerikan sinema endüstrisinin neredeyse başlangıcından bu yana “ürettiği”, geleceği öngören (ya da öngörmeye çalışan) onlarca film geliverdi aklıma. Çok uzun süredir, hemen her yıl Amerikalı yönetmenler/senaristler gelecekte “işlerin” nasıl olacağına dair onlarca, belki yüzlerce film çekiyordu/yazıyordu ve (Cüneyt…

Romantizm özü itibariyle geçmişte yekpare ve mükemmel bir ana duyulan özlemin etkisiyle, o anı çağrıştıran veya temsil eden “şey”lere yüklenen anlamlardan, anlamlandırmalardan müteşekkil bir dil, bir duyuş ve bir tavır olarak tanımlanabilir. Bu tavrı ayakta tutan sütunlardan biri geçmişe özlem (nostalji) ise diğeri de o özlemden dolan boşluğu doldurmak ihtiyacıyla tutunulan anlamlandırma yöntemidir. Bu anlamlandırma…

İman ve Akıl 80 yıl önce, I. Dünya Savaşı’nın bitmesinin üzerinden henüz çok uzun süre geçmemişken, dinin geleceği tartışılıyordu. “1914-1918 yılları arasında, Avrupa’daki acı çatışmanın dehşetinin ardından nasıl olurdu da merhametli ve bağışlayıcı bir Tanrı’ya olan inanç makul bir şekilde muhafaza edilebilirdi?” İkbal [bu soruya] öncelikli olarak Müslümanlar için düşünülmüş, ama sadece onlara yönelik olmayan,…

Yaşam biçim, içerik ve fenomeni itibariyle nereye doğru evriliyor? Bir gelişim mi gösteriyor yoksa bir “gerileşim” mi? Rekabet içinde yaşam kavgası verirken ve insan o kavgada kazandığını zannederken, acaba daha çok kayıp mı ediyor?.. Hemen unutulan bir şey var: İnsan olduğumuz… Yaşama anlam katan gelenek ve görenekler, bizi biz yapan değerler yavaş yavaş yerini daha…

İnsanların, sık sık, dünyadaki hayatlarımız ve dinimiz arasında bir denge kurmamız gerektiğinden bahsettiğini duyarız. Bu, geleneksel İslami ıstılahta pek de alışıldık bir formül değildir, zira geçmişte Müslümanların öncelikleri belliydi. Onlar, İslam’ın zorunlu kıldığı hayat tarzını yaşamanın gereklerini anlıyor, dünya hayatının gereklerinin ne olduğunu biliyorlardı. Böyle olunca da, bir denge “kurmak” zorunda kalmıyorlardı, çünkü bu denge,…

Çağdaş Müslüman Toplumların Çelişkisi Hadis literatüründe bir deyiş vardır: Hayru’l-kurûni karnî (En hayırlı çağ benim çağımdır ya da asrımdır). İslam tarihinde Efendimiz’in bu sözü, altın çağ ya da asrı saadet olarak isimlendirilir. Bu hadisi okuyanlar tarafından geçmişte böyle bir çağın, muhteşem bir saadet asrının olduğu, güvenlik, adalet ve refah içinde, sosyal ve siyasi hiçbir çekişmenin…

Eğer mağlupsanız, ya galibe tapar, ona benzemeye çalışırsınız yahut kendi içinize kapanırsınız. Kendi içine kapanmak, “bozgunda fetih rüyası” görmek şeklinde de tezahür edebilir; hele zengin bir tarihin ve kültürün içinden geliyorsanız, mağlubiyeti asla hazmedemez, kendinizi daha rahat hissedeceğiniz muhteşem zafer devirlerine kaçarsınız. Aslında kaçılan geçmiş, bütün olumsuzluklarından arındırılmış, kusursuz, sadece iyilik ve güzelliklerden oluşan steril,…