Yazı Arşivi

“Hamasete sapmadan ve ezikliğe düşmeden objektif bir İslam araştırmacılığının önündeki en ciddi sorun nedir?” diye sorulsa, verilebilecek doğru cevaplardan birisi tarihimizin yeterli şekilde yazılmamış olduğudur. İslam’ın ne siyasi tarihi ne sosyal, bilim ve kurum tarihi ciddi araştırmalara kaynaklık teşkil edebilecek sorunlar üzerinden yazılmış değildir. Belki pek çok insana böyle bir tespit şaşırtıcı gelebilir: Elimizde önemli…

Uzun yıllardır Kudüs “El-Kudsü’ş-Şerîf” adıyla bilinegelmiştir. İslam rivayetlerinde Kudüs, İslam’ın ilk yıllarında Müslümanların ilk kıblesi, mucizevi gece yolculuğunda varış noktası ve peygamberin ibadet etmek için yolculuk yapılmasına izin verdiği üç mescitten birinin içinde bulunduğu yerdir. İslam teolojisinde Kudüs axis mundi (dünyanın direği, temeli) ve gökle yer arasındaki bağlantı noktası olarak görülür. Kudüs-ü Şerif’i ziyaret etmek…

Ersan Bayraktar 1990 İstanbul’da Bosna göçmeni bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Güzel Sanatlar Fakültesi Sinema-TV Bölümünden mezun oldu. Üniversite yılları boyunca kısa film projelerinde yönetmenlik, görüntü yönetmenliği yaptı. Televizyon kanallarında ve medya kuruluşlarında görüntü yönetmeni, yönetmen yardımcısı, editör kameraman olarak çalıştı. Uluslararası belgesel projelerinde ve reklam filmlerinde kamera operatörlüğü ve görüntü yönetmenliği yaptı. „Saraybosna…

İbn Abbas (r.a) “Şiir, Arapların divanıdır”, der. “Allah’ın kelamını okuyup anlayamadığınız zaman şiire başvurun” diye ekler. Yani Arapların tüm hafızası, tarihi, kültürü şiirde mahfuzdur. Bu yüzden Tarafe’den, Muallaka-i Seba’ya, Kaab b. Züheyr›den Mütenebbî’ye, İmruülkays’tan, Kasîde-i Bürde geleneğine uzanan geniş bir tahayyül ve inşa coğrafyasından, ikliminden dem vurulabilir. Şiirle bu şekilde iç içe yaşayan bir toplumun…

“Yedi yıl daha” dedi içinden. Gittikçe kendine ağır yük olan ve belden aşağısı artık tutmayan vücuduyla asırlık olma isteğini zihninden yok etmek istedi. Oğlu yıllardır yaşlılar yurduna ziyaretine gelmiyordu. Kızının senede bir kaç kez, kısa süren ziyaretleri onu hayata bağlayan nadir nedenlerden biriydi. Almanya’nın kalkınmış diğer toplum nesliyle olduğu gibi, o neslin temsilcisi torunlarıyla da…

İnsan ve Âlemdeki Konumu Tasavvufun âlem tasavvuru üzerine yazdığımız ilk iki yazımızda bu kozmoloji anlayışının dayandığı temelleri ve âlemin yaratılışı ve âlemdeki şeylerin sıradüzenini konu edindik. Bu üçüncü yazımızda ise âlemde yer alan bir unsur olarak insanın durumunu inceleyeceğiz. Tasavvuf kozmolojisi insanın kökeni, doğası ve kaderi, evrende insanın konumu hakkında bütünlüklü bir antropoloji doktrinine sahiptir….

II. Meşrutiyet’in ilanından sonra yayınlanan dinî-tasavvufi içerikli dergilerin en uzun soluklusu olan Cerîde-i Sûfiyye’nin yazar ve başyazarlığını yapmış olan Mustafa Fevzi Efendi (ö. 1924), Ahmed Ziyâüddin Gümüşhânevî’nin açmış olduğu Ziyâiyye yolunun dili ve kalemi olmuş bir müelliftir. Numan Efendi’nin oğlu olarak Erzincan’ın Eğin ilçesinde 1871’de dünyaya geldikten sonra İstanbul’da huzur dersi hocalarından Kasapzâde Vâiz Efendi’nin…

1. Giriş 1887’de gerçekleştirilen meşhur Michelson–Morley deneyi ışığın yer kürenin hareketiyle aynı doğrultuda ilerlerken de, yer küreye dik olarak ilerlerken de aynı hızda ilerlediğini kanıtladı. Bu beklenmedik sonuç sonunda Einstein’ın Görelilik Kuramını ortaya atmasına yol açacak etkili araştırmaları tetikledi. Böylece ışığın boşluktaki hızı evrende başka hiçbir şeyin ulaşamayacağı en yüksek hız olarak kabul edildi. Fotonlar…

Bir önceki makalede, el yazmalarının zaman ve mekân bakımından epeyce uzak insanlar arasında nasıl söyleşi aracı ve söyleşi sahnesi olduğunu açıklamıştım. Mesela 14. yüzyılda Semerkand’daki Teftâzânî, 12. yüzyılda yaşayan Nesefi’yle akîde hakkında bir söyleşiye girebilmişti. Ardından Hayâlî, Teftâzânî’yi 15. yüzyıl İstanbul’undan yanıtlamıştı. Öte yandan 17. yüzyılda Siyâlkûtî de söyleşiye Kuzey Hindistan’tan katılmıştı. 19. yüzyılda İbn…

İslam’ın başlangıcından beri Müslüman teologlar cennetin bu dünyada mı yoksa ahirette mi olduğuna dair tartışmışlardır. Benzer şekilde, Kilise Babalarından beri Hristiyan teologlar da aynı konuyu tartışa gelmiştir. Tartışmanın ana odağı İslam’da “öteki dünya” ya da ahiretin karşıtı olarak anlaşılan içinde yaşadığımız bu dünyanın, yani “şimdi ve burada”nın dünyasının, acaba cennetle herhangi bir bağının var olup…