Yazı Arşivi

Facebook, Twitter ve e-mail hesaplarımızla; resimler, linkler, durum güncellemeleri ve yorumlar gibi girdilerle uğraşırken bugün veri diye adlandırdığımız tüm bu şeyler nedir? Ayrıca, kolayca gözlemleyebileceğimiz üzere, aslında çok daha fazla veriye sahip oluyoruz ve fiziksel varlıklar da giderek veri hâline gelme sürecindeler; e-kitaplarımız var mesela, “şeylerin interneti” var, bunlarla bir RFID (Radyo Frekansı ile Tanımlama)’e…

FELSEFEDE MODERN ÖNCESİ GELENEKLER VE ÇAĞDAŞ FELSEFİ DÜŞÜNÜŞ Nader El-Bizri Felsefede, Müslüman toplumsal bağlamlar içinde tarihsel olarak ortaya çıkan modern öncesi dönemi inceleyen çağdaş yöntemlere temel olarak tarihyazımı, filoloji, elyazması çalışmaları, paleografi, arşiv ve müzecilik dokümantasyonu rehberlik etmektedir. Söz konusu bilim tarzlarındaki çözümlemeler, kritik edisyonlar aracılığıyla bu modern öncesi geleneklerin içeriklerine erişme imkânı sunmakta faydalı…

Giriş Dijitallik, dijital teknolojiler aracılığıyla yaşamamızın bir sonucu olarak ortaya çıkan dünyaya uygun bir var olma tarzıdır. Silikon Vadisi dijital teknolojilerin büyük atası olduğuna göre dijitallik Batılı, Avrupa merkezli bir Weltanschauung’dan fışkırmıştır. Silikon Vadisinin tekno-ütopyacı idealizmi kapsamı bakımından evrenselcidir. Bu, seküler liberal idealleri vasıflandıran, dünyanın geri kalanı için var olma ve düşünme kalıplarını ölçen standartlar…

Savaş sonrası dünyası uzunca bir süredir güç dengelerindeki sarsıntılı yön değişimini deneyimliyor, ancak bu değişimlerden hiçbiri son on küsur yıllardakiler kadar tarihî önemde değil. Belki de şimdi Batı egemenliğindeki dünya düzeninin geride kaldığına dair daha derinden düşünmenin tam zamanı; hele ki bu düzenin dönemsel buhranları, siyasal-diplomatik ilişkiler alanının ötelerine işaret eden, iki yıkıcı dünya savaşına…

AFRİKA FELSEFESİNİN SESİ Sonra bir gün bir söylenti yayılıverir; bir öğrenci Hindistan’ın İngiliz valisini öldürmüş, veya; İtalyanlar Dogali’de yenilmişler, veya; boksörler Avrupalı misyonerlerin köklerini kazımış, ve sonra dehşete kapılmış yaşlı Avrupa barbarları lanetler… ve bu talihsiz insanlara karşı yeni bir haçlı seferine girişilir. Dikkat edin: Avrupalıların da kendi zalimleri vardı ve onlardan kurtulmak için…

Bilgilerimizi zihin kritik ederken işin en güç kısmı doğru ile yanlışı ayırt etmede değildir; bilgi sandıklarımız ile gerçekten bilgi olan arasında kesin çizgiyi çizebilmededir. Bir şeyi tarif edebilmek o çizgiyi çizebilmek demektir. Benzerleri ayrıştırmak, soğukkanlı bir süreç içinde soyutlayıcı bir yaklaşımla mümkündür. O kadar çok şey duyar, o kadar çok şey öğreniriz ki, en sonunda…

Viyana Üniversitesi’nde “İtalya’nın Sömürgesi Sürecindeki Etiyopya’da Avrupa Medeniyetinin Sosyo-kültürel Etki Ve Göstergeleri” adlı yüksek lisans tez çalışması için kabul onayının iki sene; ülkeye seyhat izni için gerekli vize işlemlerinin aylarca sürmesinin ardından, Kaffa yöresinin üç bin metre kadar yüksekliği olan köylerininin bağlı olduğu Dedo kasabasından nihayet yola çıkabilmişti. Önce Adis Ababa üzerinden bir hafta süren…

Osmanlı’da ilk mektep kitapları bunun gibi cümlelerle başlarmış. Yahya Kemal, “Türk’ün gönlünde dağ varsa Balkan’dır, nehir varsa Tuna’dır” diyor. 1354’te Süleyman Paşa’nın Gelibolu’ya çıkmasıyla başlayan Osmanoğullarının Rumeli fütuhatını tersine döndüren eskilerin 93 Harbi dedikleri 1293/1877-78 Osmanlı-Rus harbinin 140. yılındayız. 1683, 2. Viyana bozgununun da 334. yılı. Bu güzergâhla ilişkimiz Osmanlılardan yaklaşık 1000 sene önce Karadeniz’in…

Karagöz oyununun büyüleyici ve etkileyici havası, çocukluk yıllarımızda az çok hepimizi etkilemiştir. Artık çocuklarımızı bir hayal perdesi ardında; orijinal müzikleri ve gazelleriyle sergilenen Karagöz oyunlarıyla büyütemiyoruz. Klasik Türk edebiyatı ve musikisinin müşterek ürünü olan Karagöz oyunları, günümüzde maalesef kaybolan kültür mirasımız arasındadır. Karagöz ustaları, sessizce aramızdan geçip gittiler. Onların mesleklerine sadece çocuk eğlencesi olarak bakmadıklarını,…

“Aşk olmadan meşk olmaz.” sözü ilk hat sanatı için söylenmiştir sanki. Sizce de öyle midir? Bazı sanatlar var ki hayatınızı bütünüyle içine alır. Hat sanatı böyle bir sanattır. Günde altı, yedi, on iki saat yetmez hat sanatı için. 24 saat bile yetmez. İmkân olsa 30 saat bile çalışmak icap eder. Ecdat bir yere kadar getirmiş…