Yazı Arşivi

Lucian Hölscher Kendilerine “gelecek” konseptinin henüz üç yüz yıllık mazisi dahi olmadığı anlatılsa birçok insan bugün şaşıracaktır. O hâlde daha evvel insanlar geleceği nasıl düşündü diye kendilerine soracaklardır. Bir geleceğin var olduğu tasavvuru bizim için o kadar tabii ki, bir zamanlar geleceğin henüz mevcut olmadığı ihtimalini düşünemiyoruz bile. Öyle sanılıyor ki, daima insanların önlerinde aynı…

Sabah Ülkesi’nin önceki sayısında dinî düşüncede nübüvvetin merkezîliği üzerinde durmuştuk. O yazının bazı yönlerini ikmal, ikinci olarak dinî düşüncenin ana karakterine değinmek üzere vahiy bahsini -ortaya çıkardığı tartışmalar ekseninde- ele almak gerekti: Buradan hareketle vahyin İslam’da ortaya çıkan nazari geleneklerin şekillenmesindeki rolünü anlamaya çalışacağız. İslam vahiy merkezli bir din olduğuna göre ortaya çıkan nazari ihtilaflar…

Çıkardım tâ Hüseynîye biraz eyyâm-ı efgânı Muhayyer oldı vuslatda karâr Ol gitdi ben kaldım (Ebubekir Kânî/Mevlevî) “Peygamberimizin zevcesi Ümmü Seleme annemiz der ki: Resûlullah (s.a.v.) bir gün kaygılı ve üzüntülü olarak uyandı. Tekrar uyudu, sonra üzüntüyle tekrar uyandı. Avucunda kırmızı bir toprak bulunuyor ve onu öpüyordu. “Nedir bu?” diye sordum, “Cebrail Hüseyin’in Irak toprağında şehit…

Annem bayram yapıyor. Evin her yanına yayılmış bir neşeye vurup duruyoruz başımızı. Mahalledeki polislerden rahatsız olup çok sevdiği mahalleyi terk eden Mükerrem teyzenin öncülüğünde Beşevler’deki tüm eski arkadaşları iftara geliyorlar. Annem arı gibi çalışıyor. “Biz de Cuma’ya gidelim bari.” dedi babam. Kime laf çarptığını anlamadım. Böyle zamanlarda yaptığım gibi sessizce gülüverdim. Kapının önüne geldiğimizde dünden…

Vakıflar, Osmanlı şehirlerinin kurulması ve gelişmesinde son derece önemli bir rol üstlenmişlerdir. Hatta Osmanlı şehirlerinin bu vakıflar ile var olduklarını söylemek mümkündür. Hayırsever varlıklı kimselerin kurmuş oldukları vakıflar şehir hayatı için gerekli altyapının oluşumunu sağlamışlardır. Vakıf yapıları olarak bina edilen han, kervansaray, bedesten, çarşı ve dükkânlar iktisadi ve ticari faaliyetlerin geliştiği mekânlardır. Cami, mescit, tekke…

“Gel canım, buyur! Hoş geldin!” Kimi sevenlerinin hatıralarında tam yedi yıldan beri hâlâ kalplerine ulaşan o gür Dâvûdî güzel sesin capcanlılığı, asil ve kalender bir şahsiyetin her zamanki emin bir liman gibi daveti; sanki emr-i Hakk vaki olmamışcasına kısa bir süre huzur ve sakinlik dağıtıyor ama hemen sonra mahsunluk ve hüzün… Yaşıyor olsaydı; güncel konularda…

İslam dininin bir mükellefiyet, bir de muhabbet yönü vardır. Mükellefiyetlerle fakihler ve din âlimleri ilgilenirken muhabbet yönüyle tasavvuf ehli alakadar olur. Muhabbetin izharı için tasavvuf hayatında sanat önemli bir araçtır. Mutasavvıflar Hakk’ın yolunda aşka meyyal gönülleri tuzağa düşürmek için özellikle şiir ve musikiyle uğraşmışlar. Bunun bilinciyle bütün tarikatlar zikrullahta şiir ve musiki dışında giyim kuşamı,…

Geçen sayıdaki yazımızda tasavvuf kozmolojisinin temel ilkelerini ele aldıktan sonra sufilerin âlemin yaratılışı, mahlukat arasındaki sıra düzeni ve insanın âlemdeki yeri ile ilgili görüşlerini bu sayıda işleyeceğimizi belirtmiş idik. Öncelikle vahdet-i vücutçu sufilerin yaratma ile ilgili teorilerini ele alalım. Âlemin Yaratılması Âlemin yaratılması hususundaki teoriler bağlamında İslam düşünce geleneğini incelediğimizde bu teorileri iki ana grup…

Sabah Ülkesi’nin 51. sayısında “Şeyh Reşîd-i Bağdâdî” künyeli, hakkında kesin bilgilere ulaşamadığımız bir zatın Cerîde-i Sûfiyye dergisinde yayınladığı “Vahdet-i Vücûd” başlıklı yazısına yer vermiştik. Şimdi ise aynı müellifin “İlm-i Tasavvuf I-II” başlıklı iki yazısını mümkün olduğunca günümüz Türkçesine aktarılmış olarak aşağıdaki sütunlarda okuyacaksınız. Bundan tam yüz yıl önce, 1917 yılında kaleme alınan ve derginin peş…

İlhami Atalay 17 Ekim 1948’de Artvin’in Arhavi kazasında dünyaya geldi. 1972’de İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’ni bitirdi. Aynı yıl Almanya’da ihtisas bursu kazandı. 1973-1978 yılları arasında Berlin Devlet Güzel Sanatlar Akademisi ve Tatbiki Sanatlar Akademisi’nde resim ve duvar halıcılığı alanlarında ihtisas yaptı. 1975’te Fransa’da, 1976’da İsviçre ve İspanya’da, 1977’de İngiltere’de resim, tekstil objesi ve duvar…