Sayı 75


03 Nisan 2023

Ömer Saruhanlıoğlu*   Bir resim bizi tutsak etti ve onun dışına çıkamadık, çünkü o bizim dilimize yerleşmişti ve dil de onu amansızca tekrar ediyor gibiydi. Ludwig Wittgenstein   Wittgenstein yukarıdaki sözü kuşkusuz dilin sınırları ve anlam bağlamında söylemiştir. Bir resim görürüz. Genç bir adam parmaklıkların arkasında bize bakıyordur. Zihnimizde adamla ilgili bir fikir doğuverir, parmaklıklara,…

03 Nisan 2023

Oğuz Haşlakoğlu* Mekân sözcüğü Türkçeye Arapçadan gelir ve “kvn” kökünden türetilir. Buna göre mekân, “meydana gelmek” anlamına gelen “kevn” sözcüğü içinden düşünüldüğünde; “meydana gelinen yer” anlamındadır. Bu nedenle de “kevn-ü mekân” Eski Türkçede (Osmanlıca)[1] “âlem”, “evren” anlamında kullanılır. Diğer yandan Arapçadaki “kün” (ol!)  sözcüğü de “kwn” kökü ile olan “kâna” (oldu) ile ilişki içindedir ve…

03 Nisan 2023

Edward S. Casey*   Mekânın gücü olağanüstü olacaktır. Aristoteles Hâliyle hiç kimse bir şeyi kavrayamaz, ama onu bir yerde tasarlaması gerekir. Hobbes İçinde bulunduğumuz çağ, belki de her şeyden önce bir uzay çağı olacaktır… Bu devrin kaygısı, hiç şüphesiz zamandan çok mekânla ilgilidir esasında. Foucault   I Uzay ve zaman için geçerli ne varsa mekân…

03 Nisan 2023

Hasan Sevil* Sufiler bütün mahlukatı olduğu gibi mekânı da Yaratıcıya nispetle anlamaya çalışırlar. Sufilerin zaviyesinden bakıldığında, eşyanın, yani kâffe-i mahlukatın tamamının geçici olduğunu kabul etmek icap eder. Kur’ân-ı Kerîm’de de beyan edildiği üzere, mahlukat fânidir ve sadece O’nun veçhi baki kalacaktır.[1] Yaratılmışların üzerinde bu anlamda bir fena ve geçicilik mührü vardır. Ezelî ve ebedî olan…

03 Nisan 2023

Burhanettin Tatar* İnsan bilincinin kurgusu ve el ürünü (artefact) olarak duvar, köy, kasaba ve şehir denilen mekânların kurucu bir unsurudur. Köy, kasaba ve şehir –yapısal olarak– kayda değer oranda “daha az duvar” ve “daha çok duvar” miktarı ile birbirinden farklılaşır. Zira günümüz şehirlerinde oda, ev, bina, sokak, cadde, park gibi kelimeler neredeyse bütünüyle “duvarlar-arası mekânlar…

03 Nisan 2023

Emre Şan* Sabah Ülkesi’nin 74. sayısında yayınlanan “Bernard Stiegler, Fenomenoloji ve Antropoloji” başlıklı makale, belli bir tür gramatizasyon olarak yazı sorusuyla sonlanmıştı. Bu makalede insanın bilişsel yetilerini sözlü iletişimden çok daha farklı bir biçimde etkileyen dijital mekândaki yazı meselesini ele almak istiyorum. Şu hâlde dijital yazı çağında felsefe ve teknoloji arasındaki ilişkiyi nasıl betimleriz? Yukarıda…

03 Nisan 2023

Ekrem Demirli Giriş Yerine: “Nerede” Sorusunun Asliliği Yer ve mekân hadiseler ve nesneler hakkındaki merakımızı şekillendiren “nerede” sorusunun kaynağıdır. Zihnimiz eşyaya “nerede” diye yöneldiğinde, herhangi bir şeyin veya hadisenin mutlaka bir mekânda bulunabileceğini düşünmüş, yersiz ve mekânsız kalmayı reddetmiş, bir şeyi bilmeyi bir yerde bilmek diye düşünmüş demektir. “Nerede” sorusu zihnimiz o kadar kesin bir…

03 Nisan 2023

Söyleşi: Burcu Bayer Zeynep Yılmaz Gemuhluoğlu, İslam Düşüncesi, Hermenötik, Dil Felsefesi ve Sanat Felsefesi alanlarında çalışmakta ve 2003’den bu yana Marmara Üniversitesi, Din Felsefesi Anabilimdalı’nda görev yapmaktadır. Gemuhluoğlu ayrıca Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi’nde “Sanat Felsefesi ve Estetik”, “İslam Sanat Düşüncesi” dersleri vermektedir. Hocam merhabalar, öncelikle söyleşi teklifimizi kabul ettiğiniz için teşekkür ederiz. İlk olarak…

03 Nisan 2023

Kübra Bahçi Var olanların ilkesi ve bu ilkenin illet olma tarzı varlığın, doğanın ve insanın temel yapısını ve özelliklerini belirler. Bu nedenle her şeyin illeti olana dair tasavvur varlık, doğa ve insana dair tasavvuru da biçimlendirir. İslam düşünce tarihinde varlığa ve var olanın ilkesine dair araştırma yapan iki zümre, filozoflar ve kelamcılar, tam da bu…

03 Nisan 2023

Harun KUŞLU* Mantık İslam düşünce tarihindeki gelişmelerin neticesinde dinî ilimler arasında sağlam bir şekilde yer edinebilmiş felsefi bir disiplin olsa da eleştiriye konu olmaktan kurtulamamıştır. Din ilimlerinin bazı mütehassısları kendilerinin mantık karşıtı tutumlarını muhtelif gerekçe ve söylemler yoluyla ortaya koydular. Yöntem ilimlerinden olması hasebiyle İslam dünyasına intikal ettiği ilk dönemlerden itibaren nahivle karşı karşıya konumlandırılmış…