Yazı Arşivi

Turgay Şafak Giriş Birçok mutasavvıf, şair ve filozof, yolculuk metaforu ile kişisel manevi yolculuklarını ve deneyimlerini kaleme almıştır. Mutasavvıf şair ve edipler arasında maddi âlemleri aşarak manevi âlemlere kanat çırpan, hakikat yolcusunun katetmesi gereken menzilleri, karşılaşabileceği engelleri, yüzleşmesi gereken olumsuz hasletleri, ulaşılması gereken faziletleri, hakikate ulaşmak için geride bırakılması ve terk edilmesi gereken taallukatı…

Necmettin Şahinler İman edenler için şüphesiz en büyük mutluluk, Allah’ın onlara vaadi olan cennete girmek ve daha da ötesi “Cemal”e kavuşmaktır.[1] Başka bir ifadeyle cennet, Allah’ın cemalinin en mükemmel tecellisi, cehennem ise celalinin bir yansımasıdır. Bu nedenle “Rahmeti gazabını geçmiş” olan Allah’ın cenneti, cehennemine kıyasla çok daha sınırsız/geniştir. Kur’ân’da cennetten bahsedilirken “gökler ve yer kadar…

Malcom Ferdinand* Atmosferdeki sera gazlarının yoğunluğunun artmaya devam etmesi ve buna ek olarak küresel ısınma, biyolojik çeşitliliğin hızla yok olması, insan dışındaki tüm hayvan türlerinin kötü muameleye maruz kalması, doğal kaynakların tükenmesi ve deniz ile kara ekosistemlerinin geri döndürülemez biçimde kirlenmesi, hepsi bir bütün olarak devam eden ekolojik krizin parçalarını oluşturuyor ve bu kriz, insan…

Souleymane Bachir Diagne * Sömürgecilikten arındırılmış (dekolonize edilmiş) felsefe tarihi, farklı bir felsefe tarihi düşünme zorunluluğundan ileri gelir; çünkü şimdiye kadar tesis edilmiş felsefe tarihi ve tarih felsefesi “Batı” coğrafyası içinde doğup gelişmiş ve daha baştan kendisini sıra dışı bir dar görüşlülükle tanımlayıp sınırlamıştır. Hegel, Husserl ve Levinas örneklerini burada anacağız. Batılı Olmayan Felsefe Konferansı…

Asım Cüneyd Köksal* İslam bir ideoloji midir? Bu soruya hem İslam’ı gönülden benimseyen hem de İslam karşıtı tutumlar skalasının bir yerinde pozisyon tutan birçoklarınca olumlu cevap veriliyor. İdeolojinin İslam da dâhil olmak üzere dinleri kapsayan bir şümule sahip olup olmadığına karar vermek için, bu kavramın ortaya çıkışından itibaren tarihçesini gözden geçirmekte yarar var. “İdeoloji”…

Burhanettin TATAR* Her insanın varlığı, kâinatta o insan için açılan yer, aralık ya da boşluk içinde görünür hâle gelir. Her insanı, kendi boşluğu içinde algılar, kendine özgü yerine referansla anlarız. Sözgelimi Fatih Sultan Mehmet, kendisine özgü boşluğuyla tarihte yerini aldığı için, onu asla bir başkasıyla karıştırmayız. Fatih’in yerini hiç kimse alamaz, zira her insan gibi,…

Nail Okuyucu* Hz. Peygamber’in (s.a.v.) şer‘î hukuku tesis için sunduğu teklife müspet cevap veren sahabe, onun irtihali akabinde bu hukuk anlayışının hayatiyetini muhafazası ve faal bir şekilde sürdürülmesi adına inisiyatif aldılar. Sahabenin bu inisiyatifi iki faaliyet alanı üzerinden ilerledi: 1. Hz. Peygamber’in yaşamı ve icraatlarını mutlak bir numune-i imtisal hâline getirebilme adına “sünnet”in bir mefhum…

Taha Tunç* Felsefeciler (ve sosyal bilimciler) çevirileri değerlendirirken kavramların çevirilerini dikkate alırlar genellikle. Bu durum felsefecinin kavram hassasiyetinin emaresidir ve felsefe çevirileri için kavramlar elbette vazgeçilmezdir. Ne var ki bu yaklaşımın çeviri üzerine düşünmek için yeterli bir perspektif sunduğunu düşünmek yanıltıcı olabilir. Felsefeci genellikle bir çeviriden kavramdaki aynılık ve özdeşlik boyutunu talep eder. Metin boyunca…

Erdal Yılmaz* Felsefe ile ilişkilenmek bir tercih midir yoksa bir zorunluluk mu? Bazılarımız için çok da anlamlı bir soru olarak görülmeyebilir bu. Onlar için cevap tabii ki bellidir: Felsefe ile ilişkilenmek bir tercihtir. Felsefe yapmak, uzmanlık düzeyinde tabii ki bir tercih olabilir ama felsefe ile ilişkilenmek en temel düzeyde bir zorunluluk gibi durmaktadır. Bunun en…

Ekrem Demirli Modern araştırmalar, çocukluğun zihinsel ve biyolojik bir konu olarak ancak modern dünyada ortaya çıktığını, özellikle yetişkinlik çağının sorumluluklarının ve imkânlarının tanımlanmasıyla birlikte çocukluğun anlamının ortaya çıkabildiğini dikkate alarak dinî hayatın egemen olduğu çağlarda “Çocukluk bilinen bir konu değildi” veya “Orta Çağ’da çocuk yoktur” gibi iddialarda bulunmuştur. İlk bakışta oldukça iddialı ve şaşırtıcı gelen…