Sayı 40
Son Yüzyılda İran Mimarisi ve Şehirciliği Ahad Nejad Ebrahimi İran mimarisi ve şehirciliği, Kaçar Hanedanlığı’nın son döneminden itibaren form ve yapı olarak değişiklikler göstermektedir; fakat bu değişiklikler İran mimarisinin farklı dönemleri arasında uçurum oluşturacak nitelikte değildir. Temel değişiklikler Pehlevi Hanedanlığı’nın 1925’te kurulup Rıza Şah’ın yükselişe geçmesinden sonra görülmüştür. Pehlevi Hanedanlığı’nın yönetime gelişiyle mimaride belirgin değişiklikler…
Tarih boyunca Batı sanatında çeşitli tarzların ve sanat akımlarının varlığı görülürken, buna karşın İslam sanatı daha çok durağan/sabit görünür. Bununla birlikte İslam sanat tarihi her dönemde ve mekânda kendine has imzasını ya da tarzını korumuştur. İslam sanatına aşina insanların, Osmanlı Türk sanatını, İspanya [Endülüs] İslam sanatından ayırt edebilecekleri söylenebilir. Bu sanatı icra edenler ya da…
1973 yılında Ebru çalışmalarımda başladım. O yıllarda unutulmayla yüz tutan sanatın bugünlere geleceğini hayal bile edemezdik. Acaba ne oldu da dışladığımız öz güzelliklerimiz bu kadar sevilir, tanınır, beğenilir oldu. Ünlü İranlı şair ve filozof Şeyh Sadi-i Şirazi bir beytinde mealen şunları söylüyor; “Olaylara kuş bakışı bakın.” Olup bitene çok yakından baktığımızda gerçeğin bütününü belki de…
Mehmet Refii Kileci batı Avrupa’da yaşayan en önemli Hat ve Ebru sanatçılarımızdan birisi. Belki de başlıcası. 2005 yılından bu yana Rotterdam’daki Avrupa İslamÜniversitesi’nde geleneksel Türk-İslam sanatları alanında ders veren Kileci ile geçmişi ve bugünü konuştuk… İlknur Çağlar Geleneksel sanatlara ne zaman ve nasıl başladınız, kimlerden istifade ettiniz? İslam sanatlarına olan ilgim küçük yaşta başladı. Bunda…
Güzelleştirme ve süsleme arzusunun tarihi insanlık tarihi kadar eskidir. Dünyanın birbirinden çok uzak coğrafyalarında günlük eşyalara ve aynı şekilde sanatsal objelere, çeşitli materyallerle şekiller verilmiş ve bunlar süslenmiştir. Bu süsleme arzusu, tarihi çok eskilere uzanan ve geçmişi Ebru sanatında olduğu gibi çok sayıda hikâye ve sırlarla dolu olan kâğıt malzemesi için de geçerlidir. Bugüne kadar…
Ahmet Sağlam, Abdurrahman Cem ve Vedat Can gibi müstear isimlerle günlük yazılar da yazan; 7 haziran 1987’deki vefatından yirmi gün sonra düzenlenen “Cahit Zarifoğlu’nun Kişiliği ve Sanatı Çevresinde Söyleşi”sine genç kültür insanları olarak katılan sekiz seveninden ikisi bugün bakanlık sorumluluğunda olan bu Mavera eri; Sarıkamış’ın dağlarına büyük şehirlerden gitar penası ısmarlayacak kadar ince ruhlu bu…
Osmanlı sivil mimarisinin en güzel örnekleriyle dolu bir şehir düşünün. Farklı stillerde ahşap ve taş binalar, muhteşem konaklar, arnavut kaldırımı sokaklar… Bugün restoran olarak kullanılan fakat mimarisine dokunulmadan muhafaza edilen bir mevlevihane… Ve hepsinden önemlisi şehrin merkezinde hâlâ bütün sadeliği ve güzelliğiyle kaim bir cami… II. Murat’tan kalma caminin altında çayından kahvesine, böreğinden baklavasına kadar…
Hany Abu-Assad, 1961 yılında, şu anda İsrail sınırları içinde bulunan Nasıra (Nazareth) kasabasında doğar. 1980 yılında ailesiyle birlikte Hollanda’ya göç eden Abu-Assad, burada uçak mühendisliği öğrenimi görür ve bir süre, Amsterdam’da mühendis olarak çalışır. Ancak bir mühendis olarak yaşayamayacağını anlayan Abu-Assad çok geçmeden televizyon ve sinema sektörüne yönelir ve aralarında BBC, WDR ve ARTE’nin de…
Sinema tarihinde peygambere dair ve dinî hikâyelerden uyarlanan binlerce film yapılmıştır. Bu binlerce filmin birçoğu, hatta sadece bine yakını Hz. İsa hakkında veya onun hayatından esinlenerek yapılan filmlerdir. Bu filmlerin bir kısmı İncil ve Tevrat’ta yer alan kıssaları doğrudan tarihsel bağlamlarıyla birlikte anlatırken, diğer bir kısmı ise hikâyeleri yorumlayarak farklı bağlamlarda izleyiciye aktarmıştır. Bu filmlerden…
Çocuk dizlerindeki yaraların kabukları, serçelere dönüşüp uçtular ve bir evin duvarlarında kurşunların açtığı oyuğa yuva yaptılar. İki minik serçe, fotoğraflarının çekildiğinden haberleri yokmuş gibi objektife bakmıyorlar. Belli ki uçmaya fırsat bulamamışlar. Yuvalarını yaptıkları oyuğu kendileri açmış gibi tedirgin ve mahcuplar. Küçük vücutlarına göre bir mağara sayılabilecek deliğin üst kısmında çatlayıp yerinden oynamış bir beton parçası…