Yazı Arşivi

Eû Abbas el-Saffah öncülüğündeki Abbasilerin Emevilere karşı yükselişiyle birlikte, İslam’ın kapıları kitlesel olarak Arap olmayan Müslümanlara da açıldı. Böylelikle, insanlar İslam halifesinin gölgesinde idari ve ticari alanlarda daha aktif rol aldılar. Bununla birlikte, Mansur tarafından yeni kurulmuş olan Bağdat’taki yönetimlerde zamanla daha etkin olmaya başladılar. Bu konuda özellikle Persler Abbasi hâkimiyetinin tesisi için, çok önemli…

Bir bilimi veya düşünceyi “zirve” devrinde tanıyıp onun en velûd isimlerine, kurucu düşünürlerine ve yüz yılların birikiminin izlerini taşıyan eserlerine aşina olmanın zihne bir haz verdiği muhakkak! Bu haz bir bilim ve düşüncenin olgunluk evresine/zirveye ulaşmış olmasıyla entelektüel çabaların zafer ile taçlandığına şahitlik etmekten kaynaklanır; “zirve” ziyan olmamanın delilidir! Bir şeyin kemâle ermiş olması bir…

“Ben tarihçiyim”, demişti adamın biri hararetli bir şekilde, “Benim için şiir, bir vesikadır. Onunla doldururum mekânın mana boşluklarını, onunla okurum zamanın ruhunu ve yeri gelir onun üzerine bina ederim tarihi.” *** *** *** Zamanın dönüş yolunun taşlarıdır her bir mısra. Yatay olarak dizildiğinde tarih olur, dikey olarak bir şehir. Kişi kendine yönelttiğinde ibret, dosta söylediğinde…

Aslında Cenevre hiç de öyle büyük bir şehir değil. Ne o kadim şehirler gibi binlerce yıldır farklı kültürleri bağrında barındıran bir geçmişi var, ne de öğünülesi pek bir özelliği. Ünü daha çok “tarafsızlık diyârı” ve “dünyanın gizli kasası” olmasından. Dünya onu böyle bilir ve es geçemez. Buranın sözde tarafsız arabuluculuğuna ve göreceli adaletine dünyanın dört…

Metropolis… Meçhul bir geleceğin ürpertici bir ihtişam barındıran kocaşehri… Madde namına hiçbir eksiği yoktur bu metropolün. Her evresinin en ince ayrıntısına değin mükemmel tasarlanmışlığı neresine bakılırsa bakılsın alenileşen bu varlık kütlesi, içinde barındırdığı insanatıyla, hayvanatıyla, nebatatıyla, cemadatıyla devasa bir makinedir. Ve elbette mekanik aksamıyla. Bilim kurgu türünün ilk ve saygın örneklerinden 1927 tarihli Metropolis’in banisi…

Müzik kelimesinin menşei olarak kabul edilen Müz (muse) adlı periler, Yunan mitolojisine göre, tanrı Zeus’un Mnémosyne’den (hafıza) olan dokuz kızıdır. Yani müzik, tanrısal güç ile hafızanın birlikteliğinden doğmuştur. Dünya hayatının geçici zevklerinin ötesinde, en derin, en yüce hisleri, fikirleri ifade edebilen müzikler zaman ve mekânı aşarak evrensel bir boyut kazanmışlardır. Müzik sanatı medeniyetlerin özüdür. Dolayısıyla…

İspanya’dan gelen Yahudi göçmenlerinin Osmanlı İmparatorluğu’na yerleşmeleriyle birlikte bu göçmenler ile yerli Romaniote (Rumca konuşan Bizans Musevileri) arasında 16. yy’ın sonlarından günümüze dek uzanan yoğun bir musiki paylaşımı oluşmuştur. Bu Musevi toplumunun müzisyenleri, gelişiminin her basamağından (eski Osmanlı formundan günümüz modern formuna kadar) olmak üzere Türk makam geleneğini benimserlerken; Musevi dinî ve toplumsal ritüelleri ile…

Walter Zev Feldman klasik Osmanlı ve Yahudi müziği alanlarında önde gelen araştırmacılardan biri. Aynı zamanda bir müzisyen/icracı da olan Feldman’ın, Necdet Yaşar, Cinuçen Tanrıkorur ve Lalezar Ensemble ile birlikte pek çok ortak çalışması bulunuyor. Feldman’ın Music of the Ottoman Court: Makam, Composition, and the Early Ottoman Instrumental Repertoire adlı eseri alanının temel metinlerinden biri olarak…

Avrupa sanatının geç Rönesans ve Maniyerizm’i izleyen büyük ve özgün üslubu Barok’tur. Bu üslup İtalya’da başlar ve diğer Avrupa ülkelerinde özellikle kontra-reform çağının Katolik taşkınlığının bir ifadesi olarak gelişir. Son aşaması ise Fransa’da gelişen ve daha sonra Avrupa’ya yayılan Rokoko’dur. Fakat Avrupa’ya ilk giden Türk elçisinin Paris’te görerek etkilendiği Fransız Rokokosu elçinin getirdiği bezemesel ayrıntıların…

Amerikalılar… gerçekten göçebeler. Ayakkabı değiştirir gibi meslek değiştiriyorlar; yirmi yıllık evler inşa edip o evlerde yirmi yıl bile oturmuyorlar. Öyle ki artık belirli bir muhit onlar için yuva anlamı taşımıyor. Kargaşanın burada bu denli yayılması boşuna değil. Bertolt Brecht, 1941 Sabah Ülkesi çok önemli bir soru soruyor: “Birleşik Devletler günümüzdeki son kozmopolit imparatorluk mu? Onu…