Yazı Arşivi

29 Temmuz 2016

Arapça “kıyâm” kökünden isim veya mastar olan “kıyamet” kelimesi “dirilip mezarından kalkma, Allah’ın huzurunda durma” veya “bu olayın başlangıcını teşkil eden kozmik değişikliğin vuku bulması” anlamına gelir. Dünya hayatının son bulması ile başlayacak olan hayatı ifade eder. Kıyamet inancı hemen hemen bütün dinlerde muhtelif şekillerde bulunmaktadır. Hinduizm ve Budizm dinlerinde kıyamet belli aralıklarla gerçekleşmekte, her…

22 Temmuz 2016

Tâhirülmevlevî hazretleri (1877-1951) icâzete dayalı geleneksel mesnevîhânlık müessesesinin son temsilcilerinden biridir. Yenikapı Mevlevihânesi gibi İstanbul’un ilim, irfan, kültür, sanat ve edebiyat muhitinden feyz almış, pek çok talebe yetiştirmiş, pek çok eser kaleme almış, matbuat âleminde muhtelif yayın faaliyetlerinde bulunmuş bir Osmanlı münevveridir. Mesnevî Şerhi hâlihazırda Türkiye’de okurların en fazla rağbet ettiği şerhdir. Tâhirülmevlevî’nin ölüme dair…

14 Temmuz 2016

“İnsanlar fanidir. Onlar ölümlü oldukları için adları fanidir. Ölmek demek, ölümü ölüm olarak kabullenmektir. Ölümlü olan sadece insandır.” Martin Heidegger İslam insanı bir bütün olarak ele alır ve İslam’da insanın varlığı ancak tam anlamıyla Allah’a teslimiyet ile anlam kazanır. Bu anlamda İslam, insanın ahiret gününü bekleyerek Allah’ın isteklerine koşulsuz teslim olması demektir. Kur’an’da belirtildiği gibi…

14 Temmuz 2016

Doğum ve ölüm sudaki hava kabarcıklarına benzer. Su hakikidir. Kabarcıklar geçicidir; sudan fışkırır tekrar suyun içine düşer. İlahî varlık da sonsuz bir ummandır; ruhlar onun habbecikleridir. Ondan doğarlar, onunla var olup, tekrar ona dönerler. Sri Ramakrishna Budizm ve Hristiyanlık dinî tecrübe ve düşünce alanlarında ölüm ve ıstırap fikrini ilahiyatlarının merkezine oturturlar. Gerçekten de ıstırap ve…

14 Temmuz 2016

Hiçbir tecrübe ölüm kadar paradoksal değildir. Bir tür tükenmişliği anlatmasına rağmen ölüm örtülü olanın ifşası, olmayanın yanı başımızda bulunması, yokluğun bütün haşmetiyle varlığımızı yoklamasıdır. Başka bir deyişle ölüm, görünen ve görünmeyenin yer değiştirdiği, gaiptekinin hazırdakinin yerini aldığı ayıltıcı bir hâldir. Diğer yandan ölüm tuhaf bir şekilde işteş bir tecrübedir. Bir canlı öldüğünde sadece o canlı…

14 Temmuz 2016

Prof. Dr. Mahmut Erol Kılıç, İstanbul’da doğdu. Sırasıyla Hırka-i Şerîf İlkokulu, Vefâ Lisesi ve İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde öğrenim gördü. 1988’de Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde araştırma görevlisi olarak göreve başladı. “İslâm Kaynakları Işığında Hermes ve Hermetik Düşünce” isimli yüksek lisans, “Muhyiddin İbnü’l-Arabî’de Varlık ve Mertebeleri” isimli doktora tezini hazırladı. Hâlen Merkezi Tahran’da bulunan İslam…

14 Temmuz 2016

Ölüm tüm insanlık tarihi boyunca insan zihnini meşgul eden en önemli varoluşsal meselelerden biri olagelmiştir. Aslına bakılırsa insanı düşünmeye sevk eden en önemli olayın ölüm fenomeni olduğunu dahi söylemek mümkündür. Luc Ferry›nin bilhassa altını çizdiği üzere felsefe, insan hayatını felç eden bir fenomen olan ölüm karşısında alınan bir tutum olarak doğmuştur. Bu bağlamda ifade edilmelidir…

14 Temmuz 2016

Bir rüyadır yaşamak!” Duymayan kalmamıştır bu cümleyi; kimi doğru kimi yanlış anlayarak, kimi beğenerek kimi iç çekerek: ama herkes bir yerinden tutmuştur bu cümlenin. Bazen rüya istediğimiz bir şeydir: “rüya gibi yaşamak” arzudur bizim için. “Rüya gibi bir hayat” tabiri bütün engelleri aşarak arzularımızı gerçekleştirdiğimiz hayata ermek anlamına gelir. Hem kendi hayatımızın rüya gibi olmasını…

22 Haziran 2016

Şimdi gidip görsem, “ne kadar da küçükmüş!” derim. Ama o zamanlar küçük olan bendim ve kasaba pazarı bana haddinden fazla büyük görünüyordu. Pazartesi gecesi kentten minibüsleri ve kamyonetleriyle gelen pazar esnafı araçlarını çarşı meydanına çeker, çarşafları arada bir değiştirilen küçük otelde konaklar, salı sabahı da erken saatte mallarını tezgahlara yığarlardı. Bunların bir kısmı giysi büyük…

20 Haziran 2016

Doğum ile ölüm arasında geçen hayatın binbir menzili, sonunda salt bir – işaretinde saklanır: Abdurrahman Cahit Zarifoğlu (1.7.1940 – 7.6.1987) gibi. “Fakat hayır / Her menzilde bakılır başka bir menzile” Milletin mabetlerine minaresiz ve bodrum katlarında kerhen müsaade edilen zaman diliminin 1940 yılı Ankara’sında aslen Maraşlı olarak Hacı Bayram Veli makamına yüz metre mesafedeki mütevazı…