Sayı 35


01 Ocak 2013

Edebiyat tarihi araştırmalarında tekrarlanan bilgilere göre 18. yüzyılda Almanya’da klasisizme tepki olarak doğan romantizm akımı, ortaya çıktığı tarihten kısa bir süre sonra Mme de Stael aracılığıyla Fransız edebiyatına da geçmiş ve Fransız toplumunun millî karakterini biçimlendirecek kadar etkin bir gelişim süreci göstermiştir. Bununla beraber romantizmin “sanat, sanat içindir” görüşünü benimseyen kanadı zaman içinde parnasizm, sembolizm…

01 Nisan 2013

Alman Romantizmi’nin, 1797 ve 1802 yılları arasındaki dönemde Erken Romantizm (Frühromantik) olarak anılan ve Berlin’de ortaya çıkıp, sonrasında Jena’ya yerleşen ilk grubu içinde, kardeş olan August Wilhelm Schlegel ve Friedrich Schlegel, romancı Ludwig Tieck, doğa filozofu Schelling, teolog Schleiermacher, sanat tarihçisi Wackenroder, Novalis takma adını kullanan şair ve filozof Hardenberg ve Hörderlin gibi isimler sayılabilir….

01 Nisan 2013

Alman Romantizmi denince bugün akla ilk gelen isimler kuşkusuz Schlegel Kardeşler’dir; romantik Alman zihnine bir “tapınak” inşa edip orada bir yeni “din” suretinde tecelli edecek olan bu akımın ritüellerini, ilkelerini inşa eden ve iflah olmaz bir şekilde bu “rüya”yı görmeye devam eden coşkulu gençler: Friedrich ve August Wilhelm Schlegel. Ünlü Alman şairi Wieland’ın tanımıyla “gözü…

01 Nisan 2013

Goethe’nin bütün eserleri arasında Faust, bir katedralin gotik kulesi gibi yükselir. Bu şaheserin ana fikrini aşk teşkil eder. Goethe üç farklı aşk anlayışını mevzubahis eder eserinde ve kahramanı Faust’a bu üç aşkı yaşatır. Mephisto’nun bütün gayreti aşkı sırf şehvet seviyesine düşürmek, aşkın ilahî tarafının görülmesine mani olmaktır. Oysa Faust, süfli şehvet aşkından, dünyevî aşka ve…

01 Nisan 2013

Trajedi neden hep ‘‘sevimli’’ gelir izleyicilerine? Özellikle de seyirci olunan/kalınan bir dehanın trajedisiyse. Sadece tiyatro sahnesindeyken değil, dekor hayatken de. Aristo haklı mıdır tiyatronun seyirciler üzerindeki arındırıcı (katarsis edici) etkisi hususunda? Belki de… Başkalarının ızdırabı hep çekicidir, izleyen ızdıraptan yeterince uzakken, emniyetteyken. Acımak bizi yüceltir adeta, bizi, yani ham ervahı. Acınacak birilerinin olması çevremizde daima…

01 Nisan 2013

Sultan III. Selim Prusya Kralı’na hitaben yazdığı mektupta, Berlin’e gönderdiği ilk daimi elçisini şöyle tanıtıyor: “ ..mârifetleri tecrübeyle sâbit, mertliğiyle mâruf, dürüst ve asîl insanların medâr-ı iftiharı, övülmeye lâyık ve Allah’ın lûtf-u inâyetiyle fazîletli Ali Aziz Efendi’yi.. gerekli yetki ve ödevlerle yüceltmiş bulunmaktayız.” Mektub muhattabına verilmiştir. Daimi elçi emrindekilerle birlikte iş başındadır ve maksad hasıl…

01 Nisan 2013

Katharina Mommsen bugün 88 yaşında ve yaşayan en önemli Goethe uzmanı kabul ediliyor. 60 yılı aşkın bir süre Goethe üzerinde araştırmalarda bulunan Mommsen 1974 yılından sonra araştırmalarını California’daki Stanford Üniversitesi’nde sürdürdü ve hâlâ Amerika’da yaşıyor. Kısa bir süre önce geçirdiği ciddi bir ameliyata rağmen söyleşi teklifimizi geri çevirmeyen Mommsen ile Goethe’yi ve İslam’a olan ilgisini…

01 Nisan 2013

Genel olarak romantizm ve özel olarak Alman Romantizmi estetik, siyasi ve felsefi boyutları bulunan bir akım olarak, döneminde hâkim olan ve aklı, oranı, simetriyi yücelten, sanat eserini akıl tarafından bilinebilen ideal formların duyusal alanda temsil edilmesi üzerinden anlamlandıran anlayışlara bir karşı çıkış içermektedir. Felsefi açıdan her şeyin akılla açıklanabileceği düşüncesine karşı bireyi, bireyin iradesinin ve…

01 Nisan 2013

Rüdiger Safranski yaşayan en önemli Alman felsefecilerden. Eserleri Ernst-Robert-Curtius ve Friedrich-Hölderlin gibi birçok prestijli ödüle de layık görülen Safranski’nin Romantizm (Romantik, eine deutsche Affäre) dışında, E.T.A. Hoffman ve Schiller gibi Romantik akım içinde zikredilen kimi isimler üzerine de eserleri bulunuyor. Türk okuyucusu ise onu daha çok Heidegger üzerine yazdığı biyografik deneme ile tanıyor. Üniversite çevrelerindeki…

01 Nisan 2013

Romantizm yapışkanlıktır. Romantik kişinin nefret ettiğidir. Ama o dünyanın gürültüsüne sırt çevirir. Etrafını yorumcular sarınca, o da onların ezici gücünden kaçar, sığınabilecek bir aralık bulur, dokuda bir yırtık bulur, etin yaralı yerini, adı konulmayan karanlık bir köşeyi. Tebaa olmaya katlanamaz Romantik kişi. Aptalların alayı ona isabet etmez. Uzakta ortalığı tenvir eden ateşin etrafında toplanan insan…