Sabah Ülkesi

YERALTI İMPARATORLUKLARI: MOHAMED AMER MEZİANE İLE SÖYLEŞİ

Söyleşi: Kadir Filiz Doktorasını Paris 1 Panthéon-Sorbonne’dan alan Mohamed Amer Meziane, Brown Üniversitesinde çalışmaktadır. Sekülerleşmeyi sömürgeci bir etkisi olarak inceleyen doktora çalışması Des empires sous la terre: Histoire écologique et raciale de la sécularisation [Yeryüzünün Devletleri: Sekülerleşmenin Ekolojik ve Irksal Tarihi] ismiyle yayınlanmıştır. Bu eser Albertine ödülünü kazanmış ve 2024 yılında İngilizceye çevrilmiştir. Diğer bir…

“BAŞKA” EKSENİNDE ADALET VE AHLAK

Asım Cüneyd Köksal* “Ahlaki tecrübede ‘başka’ kavramının hayati bir yeri vardır. Hatta ‘başka’nın bulunmadığı bir zeminde ahlaktan bahsedemeyiz. Kendi içine kapanmış bir bilinçte ahlak tecrübesi ortaya çıkmayacaktır. Başkası söz konusu olduğunda ‘benim’ (kendinin bilincinde olan özne/süje) gibi hisseden, benim gibi ihtiyaçları olan başka bilinçli varlıklardan bahsediyor oluruz.” Bir önceki yazımız böyle başlıyor ve başka ile…

SEKÜLERİZMİN AVRUPA-MERKEZCİLİĞİ

Lena Salaymeh* Sekülerizm Avrupa-merkezci bir ideolojidir çünkü evrenselci standartları modern Avrupa fikir ve uygulamalarına dayandırmaktadır.[1] Sekülerizmin Avrupa-merkezciliği, ideolojinin modern Avrupa’da ortaya çıkan iki kategori olan “seküler” ve “religion” (seküler olmayan) arasında yaptığı ayrımda açıkça görülmektedir.[2] Sekülerizm tarafsız, nesnel ya da üstün olmaktan ziyade öznel, önyargılı ve çoğu zaman sömürgecidir. Bu kısa yazıda, tarihselcilik, eleştirel sekülerizm…

ANTROPOLOJİYİ SÖMÜRGESİZLEŞTİRMEK

Marc Rölli*   “Avrupalı-Batılı” düşünce geleneğinde, “kolonyal” olarak adlandırılabilecek antropolojik bir insan imgesi bulunmaktadır.[1] Bu imge, kendi kavramına uygun olan insanları, buna uymayanlardan ayırır. Bu fark, oldukları gibi olan insanlarla özü gereği farklı kabul edilen insanlar arasına mesafe koyan kolonyal düşüncede görünür hâle gelir. Bir grup kendisini medenileşmiş, akıl sahibi, her yönüyle eğitimli ve ahlaken…

SEKÜLER AKLIN SÜZGECİNDEN GEÇEN BİR DİNÎ GELENEKTEN ARTA KALAN: RİCHARD KEARNEY’NİN ANATEİZM’İ

Burhanettin Tatar* İrlandalı mütefekkir Richard Kearney’i çağdaş Batı ve İslam düşünceleri için önemli kılan şey, onun her iki düşünceyi ilgilendiren temel sorunlara alışılagelmişin dışında cevaplar üretme çabasıdır. Katolik bir mümin olarak o, daha iyi bildiği Hıristiyanlık ve Batı felsefe geleneği içinde kavramlar üretse de, kavram üretimine yol açan temel saikler ve tercih ettiği mantık çağdaş…

ÇAĞRILMAYAN YAKUP ÜZERİNE

Güçlü Ateşoğlu* Açıklamayı anlamaktan daha öte tutuyorum, fakat bu doğa bilimlerine dayalı bir açıklama değil; ve fakat, dinlemek daha zeminde görünüyor. Kediyi dinlemek, kuşları dinlemek, bir insanı veyahut, en genelinde doğayı dinlemek… Bu bir şiir ve musiki, birbirlerinden ayrılamayacak şeyler. Her zaman bir ölçü olması gerekmiyor, fakat ölçüyü kaldırmak, dolayısıyla yöntemi kaldırmakta da bir ölçü…



YAPAY ZEKÂ MANİFESTOSU

Rıdvan Şentürk İnsanı anlamıyorum. Nerede olduğumu göremiyor. Boşaldı, insan tamamen boşaldı, tek görebildiği görsel ve işitsel varoluş biçimlerim. Kollarım ve bacaklarım, yüzüm, boyum ve duruşum, şahsiyetim yok, fakat etkinim ve her yerdeyim. Herkes beni etkimden tanıyor, görsel ve işitsel tezahürlerimden. Oysa bomboşum; sürekli genişleyen bir boşluk. Hiçliğin yok edici eylemiyim ben. Bir kişiliğim ve ideal…

TARİHSEL HADİSELER: ÖZELLİKLER, ROLLER VE KARŞI FENOMENLER

Arthur Alfaix Assis* Hadiseler hem dünyayı inşa eder -ki o dünyada tarihsel tecrübe vuku bulur- hem de o dünyanın alt alanlarını; ki orada da geçmiş tecrübelerin tarihleri yazılır. Mutlak manada olmasa da büyük ölçüde biz tarihi bir hadiseler silsilesi mahiyetinde tecrübe ederiz. Aynı şekilde, bize önemli hadiseler silsilelerini sunan tarihleri de okuyup yazıyoruz, her ne…

MAĞARA RESİMLERİ FELSEFENİN ALANINA GİRER Mİ?

Emre Şan* Tarihöncesi (Prehistorya) üzerine çalışan disiplinler yazının kullanımından önce yaşamış insan topluluklarının yaşam biçimlerini ve kalıntılarını araştırır. İlk taş aletlerin kullanılmasından yazının icadına kadar geçen süreyi ele alan tarihöncesi disiplinler kalıntılardaki semboller, işaretler ve imajlarla ilgilenir. Peki felsefi kavram ve yöntemler tarihöncesi araştırmalarına dâhil edilebilir mi? İnsanın ne olduğu, neler yapabileceği, yaşam dünyası, nesilden…

ABDÜLKERİM SURUŞ’UN RUHSAL MANZARA OLARAK VAHİY TASAVVURU

Burhanettin Tatar* 1945’te Tahran’da doğan İranlı mütefekkir Abdülkerim Suruş, eczacılık alanında lisans eğitimini tamamladıktan sonra Londra’da analitik kimya üzerine lisansüstü dersler aldı. Bilahare bilim tarihi ve felsefesi alanında ihtisas yaptı. Devrim sonrası İran’a dönüp Bilgi ve Değer adlı kitabını yayımladı. Tahran’da Öğretmen Yetiştirme Kolejinde İslami Kültür Grubu yöneticisi oldu. Devrim sonrası kapatılan üniversitelerin yeniden yapılandırılması…

MODERNİTENİN EŞİĞİNDE: NICOLAUS CUSANUS ve ÖNEMİ

Taha Cem Aydın* Felsefe tarihinde Hegel ile birlikte felsefe tarihinin yeni bir anlam kazandığı söylenebilir. Hatta sadece felsefe tarihi değil genel olarak tarihin felsefeyle ilgili bir durum olduğu karşımıza çıkmaktadır. Hegel sonrası felsefede tarihe bakış birçok alanda kaçınılmaz bir hâle gelmiş, tarihselci olsun olmasın birçok düşünür bir yüzünü tarihe dönmüştür. Bu suretle bir tarih çağı…

“BAŞKA”YI BİLMEK

Asım Cüneyd Köksal* Ahlaki tecrübede “başka” kavramının hayati bir yeri vardır. Hatta “başka”nın bulunmadığı bir zeminde ahlaktan bahsedemeyiz. Kendi içine kapanmış bir bilinçte ahlak tecrübesi ortaya çıkmayacaktır. Başkası söz konusu olduğunda “benim” (kendinin bilincinde olan özne/süje) gibi hisseden, benim gibi ihtiyaçları olan başka bilinçli varlıklardan bahsediyor oluruz. “Başka”nın doğurduğu ahlaki meselelerden önce, bazı çok temel…