Son Ülke


03 Nisan 2023

Hewal Balık Deniz kıyısında bir şehirde, dağlar arasındaki küçük bir şehri özlemekteyim. Özlemekten ziyade, çocukluğumu bıraktığım sokaklarda gezmekteyim. Deniz hep acayip gelmiştir bana. Ufuk çizgisi olmasa, denizin sonsuzluğuna dalıp kaybolurdum galiba. Ben çocukken baktığım her yerde gözüm sonu olan bir şeye çarpardı. Çünkü dağlar vardı. Arkasını hayal eder, hikâyeler yazardık. Bazen Kaf Dağı’nı düşünür, Simurg’u…

25 Haziran 2022

Yazar: İsmail Güleç Ağabeyiniz var mı? Veya ağabey misiniz? Size ağabey diyen birileri oldu mu? Siz birilerine kardeşim veya ağabey diyor musunuz? Demiyorsanız çok şey kaybetmişsiniz. Neden mi? Bana birkaç dakikanızı ayırırsanız izah etmeye çalışayım. Ben geleneksel bir ailenin çocuğu olarak İstanbul’un mütevazi semtlerinden birinde büyüdüm. Çocukluğumuzda, bize, yaşça bizden büyük olanlara abi denmemiz öğütlendi….

28 Mart 2017

Vuku bulmuş bir vakayı anlatmak üzere kurgulanarak pay çıkarmak üzere idrakimize sunulan bir senaryo şu cümle ile başlar: “Bu hikâye tamamen hayal ürünüdür, çünkü tamamen gerçektir.” Âlemle anlatılan da, hayal oluşu bir gerçek, gerçekliği ise hayal olan, hayal ve gerçeğin iç içe geçtiği girift bir anlatıdır. İnsanın, dünyaya temas etmesiyle uykuya dalması ve uykuya dalışıyla…

22 Haziran 2016

Şimdi gidip görsem, “ne kadar da küçükmüş!” derim. Ama o zamanlar küçük olan bendim ve kasaba pazarı bana haddinden fazla büyük görünüyordu. Pazartesi gecesi kentten minibüsleri ve kamyonetleriyle gelen pazar esnafı araçlarını çarşı meydanına çeker, çarşafları arada bir değiştirilen küçük otelde konaklar, salı sabahı da erken saatte mallarını tezgahlara yığarlardı. Bunların bir kısmı giysi büyük…

25 Mart 2016

Ülkemizde postmodernizm 1980’lerden sonra sanatta ve edebiyatta ağırlığını hissettirmeye başladı ve sonraki yıllarda bu etki artarak devam etti. Önce eserler verildi, kuram ve eleştiri de eserleri takiben doğdu. Bu tartışmalara bağlı olarak postmodern edebiyatın nitelikleri neredeyse kesinlik derecesinde saptandı. Üstkurmaca, metinlerarasılık, parodi, pastiş, yazarın metne müdahalesi, mutfağın okura açılması ve okunan metnin kurmaca olduğunun göze…

27 Aralık 2015

İyi zamanlar sonrası zor zamanlara mahkum düşmüş bir toplulukla ilgili münasebetler konusunda aracı ve örnek konumunda onların arasından biri olarak getirilmiş Bay O, zor zamanların hakimlerine yaptığı konuşmasında, iyi zamanların hatırasına sarılarak zor zamanları aşmaya çalışan zor zaman mirasçılarının çabalarının kötülüğünden ve tehlikesinden bahsederek, onlarla baş edebilmenin ve onları ilelebet bertaraf etmenin yolunun onları emin…

01 Ekim 2014

Gün batımı ile şafak arasında sivrilir kötülüğün dişleri bozarak ahengini gülüşün. Ağır ağır bozar sütü kovanın içindeki sinek. Akrebin soframızda yürüyüşü ne çirkin! Bir ağız düşün inci gibi dişler yan yana parıldıyor. Varlıklarını birbirlerine borçlular. Bir diş eksilse içlerinden, bir kara delik açılsa, biliyorlar düşecekler kuyuya bir bir. Kalenin düşmemesi için tek bir tuğla düşmemeli…

01 Temmuz 2014

Çocuk dizlerindeki yaraların kabukları, serçelere dönüşüp uçtular ve bir evin duvarlarında kurşunların açtığı oyuğa yuva yaptılar. İki minik serçe, fotoğraflarının çekildiğinden haberleri yokmuş gibi objektife bakmıyorlar. Belli ki uçmaya fırsat bulamamışlar. Yuvalarını yaptıkları oyuğu kendileri açmış gibi tedirgin ve mahcuplar. Küçük vücutlarına göre bir mağara sayılabilecek deliğin üst kısmında çatlayıp yerinden oynamış bir beton parçası…

01 Temmuz 2013

Bu güzel bir fırsat, BENİM TIRMANAN SARMAŞIĞIM! BENİM İLKBAHARDA AÇANIM!, eski modayı takip etmek için: Sana olan sevgimi bir yaprağın üzerine yazıyorum ve –şayet engelleri aşmayı başarabilirsem- bu yapraklar çok olabilir. Senin her zaman dediğin gibi, iffetsizlik gözlerimden okunuyor. Sen okurken, ben omzunun üzerinden bakıyorum. İlkin: Tövbekârların canı cehenneme! Fena bir kavgaydı o, ben de…

01 Nisan 2013

Romantizm yapışkanlıktır. Romantik kişinin nefret ettiğidir. Ama o dünyanın gürültüsüne sırt çevirir. Etrafını yorumcular sarınca, o da onların ezici gücünden kaçar, sığınabilecek bir aralık bulur, dokuda bir yırtık bulur, etin yaralı yerini, adı konulmayan karanlık bir köşeyi. Tebaa olmaya katlanamaz Romantik kişi. Aptalların alayı ona isabet etmez. Uzakta ortalığı tenvir eden ateşin etrafında toplanan insan…