Sayı 52


01 Temmuz 2017

Graham Harman Benim ve arkadaşlarımın son yirmi yılda geliştirmeye çalıştığımız, nesne odaklı ontololoji [Object Oriented Ontology] adıyla maruf felsefi ekolde dolayım [mediation] kavramının özel bir yeri vardır. Bu terim her bir doğrudan ilişkinin dolaylı bir ilişkinin dolayımından geçtiğini, yani A ve B nesnelerinin ancak başka bir nesne -mesela C- üzerinden bağlantı kurabildiğini ve bir anlamda…

01 Temmuz 2017

Batı İslam dünyasının yıldız isimlerinden biri olan Ahmed Zerruk hazretleri, “Cevap soruya göre değil, sorana göre verilir.” der. Bu ifade tek başına, özellikle sufilerin eğitim metotlarını göstermeye yeter. Bu aynı zamanda, insanın varlığı ve varoluşu anlama çabasında geçerli olan “tek bir açıklama” bulunduğu yerine, birbiriyle çelişmeyen “açıklamalar” bulunduğunu kabul etme anlamı da taşır. Sufiler varlığa…

01 Temmuz 2017

Uluhiyetten Rubûbiyete Arapça “resul” kelimesi, lügatte “elçi”, dinî ıstılahta ise “Allah’ın elçisi” manasına gelir. Bu takdirde hemen şu soru akla gelir: Allah niçin elçi gönderir? Bunun için Allah/âlem ve uluhiyet/rubûbiyet münasebetinin keşfiyle risaletin ontolojisini çıkarmaya ihtiyaç vardır. Arapçada aynı “‘-l-m” kökünden gelen ve harekesiz olarak aynı yazılan “‘alm-âlem-‘ılm” (varlık-dil-bilgi) kelimelerinin de gösterdiği gibi, bilgi varlığın…

01 Temmuz 2017

İkonoloji üzerine 1986 yılında yayımladığı kitapta W.J.T. Mitchell ikonolojinin işlevini “imge, metin, ideoloji”2 terimlerini kullanarak açıkladı. Bild-Anthrologie kitabımda ben de bir terimler üçlüsü kullandım; bariz sebeplerden dolayı imge benim üçlümde de yer aldı, fakat aracı ortam [Medium] ve beden [body] terimleriyle çerçevelenmiş olarak.3 Bu tercih Mitchell’in bakış açısını geçersiz kılma gibi bir niyet taşımıyor. Daha…

01 Temmuz 2017

Klasik metafizik şöyle bir çelişki üzerine kuruluydu:  Herkesin inkâr edemeyeceği kadar kesin ve açık bir şey olan varlık bilgisi üzerinden inşa edilen metafizik sadece özel kabiliyetli bazı insanlar tarafından anlaşılabilir veya yapılabilir. Her birey kesin bilginin ilkesi olacak varlık bilgisine sahip ise inşa edilen bilimin anlaşılması niçin zordu? Herkesin bedahetle bildiği ilkeden seçkinci bir bilim…

01 Temmuz 2017

İslam medeniyeti münhasıran Kur’an ve Sünnet etrafında oluşmuş düşünceler, davranışlar ve kurumlar bütünüdür. Bu bakımdan İslam’da insana ve varlığa dair geliştirilen teorilerde şu veya bu ölçüde İslam naslarının etkisi görülür. Felsefe eserlerinin hicri ikinci yüzyılın başında Arapçaya çevrilmesiyle oluşan filozoflar cemaati de tarih boyunca kendi felsefî öğretileri ile İslam naslarının irtibatını kurmaya çalışmışlardır. Bu bağlamda…

07 Temmuz 2017

Dijital çağ sayısız nimetleri kadar külfetlerini de beraberinde getirdi. Son 20 yılın icatları, peşine sıralanan hızlı teknolojik gelişmeler ve moda tabiriyle dijitalleşme, yepyeni tüketim, bağımlılık, kullanıcılık, aidiyet, kimlik, mahremiyet, güvenlik, ticaret, eğitim, öğrenme, etkileşim, etki, hatta güç tanımlarını dayatmaya başladı. Daha birini anlayamadan bir yenisi, daha birini tam öğrenemeden, ona ulaşamadan, albenisi daha yüksek başka…

14 Temmuz 2017

1. Metin [Text] ve Tekstil Avrupa dillerinde “metin” [text] ve tekstil, dokuma kelimeleri arasında büyük bir yakınlık vardır. Her ikisi de Latince “texere”, yani “dokumak” fiilinden türetilmiştir. Bu anlamıyla, metin yani tekst de bir dokumadır. Dinî araştırmalar yüzyıllardan beri özellikle yazılarla ilgilenmiştir; dinî pratiklerde ise her tür tekstil, sembol olarak veya ritüel nesnesi ve eşyası…

21 Temmuz 2017

Hakikate ulaşmayı amaçlayan insan mantıksal akıl ile duyusal ve duygusal boyutta form kazanan muhayyile aracılığıyla düşünür ve eyler. Bu süreçte mantıksal akıl bilimsel olandan, yani olgusal olandan metafizik olana veya dinî olandan dinî olmayana kadar pek çok meselede söz sahibi olmak ister yahut nesnellik iddiasında olduğu için meşru tek otorite gibi varlığından söz ettirir. Ancak…

28 Temmuz 2017

Resim İnsan kâinatla kurduğu ilişkiyi, görmenin süzgecinden geçirip görünmeye yansıtmaya başladığında görsel sanatlar doğmuş oldu. İlk kaya resimlerinden bugüne her resim, insanın toplumla, inanç ve düşünceleriyle kurduğu ilişkiyi dışa vurur. Her sanat biçiminde olduğu gibi resimde de ölümle kurulan bağ baş aktördür. İnsan ölmemek veya ölen şeyleri “canlı tutmak” için resim yapar. Daha doğrusu, kendini…